Ä°smi, Ebu Abdullah El KureÅŸi diye bir,
zat var ki, gönül ehli, tanınmış bir velidir

Åžiddetle kaçıyordu, her günah ve haramdan.
Onu, "KureÅŸi" diye bilirdi çoÄŸu insan

Zarif ve güzel olup, ilim, edep ehliydi.
Evliyadan olduÄŸu, her halinden belliydi.

Herkes hayran kalırdı, hikmetli sözlerine.
Hikmetler akıtırdı, insanların gönlüne.

Cüzzam hastalığına yakalandı sonradan.
Kurtulmak, çaresizdi lakin bu hastalıktan.

Talebesinden biri, çıkarken evden bir gün,
Hanımına sordu ki: (Var mı bir istediğin?)

Dedi ki: (Benim yoktur, kıza da sor istersen.)
O da sordu: (Ey kızım, bir arzun var mı benden?)

Kız dedi: (Babacığım, bir isteğim var, lakin,
Bilmem gücün yeter mi, bu iÅŸi yapmak için?)

Dedi: (Ey kızcağızım, bin altın olsa bile,
Yerine getiririm, Allah'ın izni ile.)

Kız dedi: (Babacığım, madem ki söz verdiniz,
Hazret-i KureÅŸi'yle beni evlendiriniz.)

Kızın bu teklifine, çok ÅŸaşırdı pederi.
Zira, cüzzamlı idi KureÅŸi hazretleri.

Ve lakin söz vermiÅŸti kızına, (Peki) diye.
Geldi bu maksat ile, hazret-i KureÅŸi’ye.

Kızının isteğini, arz etti ona hemen.
KureÅŸi hazretleri, (Olur!) dedi cevaben.

Sünnete uyularak, hemen nikah kıydılar.
Sonra da düÄŸün için, kızı hazırladılar.

KureÅŸi hazretleri, o gün bir banyo aldı.
Vücudunda, cüzzamdan, iz ve eser kalmadı.

Yakışıklı bir hale gelmiş idi tamamen.
Gelinin odasına, geldi ve girdi hemen.

Kız onu tanımayıp, örtündü aceleyle.
Buyurdu: (Ben zevcinim, örtünme, rahat eyle.)

Şaşırıp, Kureşi'ye, etti ki o kız sual:
(Efendim anlamadım, acaba nedir bu hal?)

Buyurdu: (Bu cüzzamlı halimi bile bile,
Allah rızası için, evlendin benim ile,

Bu halis niyetinin mükafatı olarak,
Rabbimiz, ne nimetler ihsan etti bize bak.

Seninle olduÄŸumda, hep böyle kalacağım.
BaÅŸkaları yanında, cüzzamlı olacağım.

Velakin bu durumu, sadece sen bilesin.
Ben ölünceye kadar, kimseye demiyesin.)

Bir gün sevdiklerine, buyurdu: (Ey cemaat!
Gaflete gelmeyin ki, çabuk biter bu hayat.

Ä°nsanların haline bakıp üzülüyorum.
Ya Rabbi, bu insanlar nasıl yanar diyorum.

Çok dehÅŸetli günler var, hepimizin önünde.
Rezil rüsvay olmak var, yarın hesap gününde.

Bu çetin geçitlerden, kurtulmadıkça insan,
NeÅŸelenebilir mi, dünyada kısa bir an?)