Ebu Hafs-ı Haddad ki, büyük bir veli idi.
Dünyayı terk eylemiÅŸ, gönül ehli biriydi.
Allahü teâlâyı düÅŸündüÄŸü zamanda,
Titrer, rengi değişir, bayılırdı o anda.
Bir gün, giderler iken talebeleri ile,
Birden karşılaştılar yolda bir yahudiyle.
Ebu Hafs, yahudiyi görür görmez aniden,
Tefekküre dalarak, bayılıp düÅŸtü birden.
Az sonra ayılınca, dediler: (Efendim, siz,
Niçin onu görünce, kendinizden geçtiniz?)
Buyurdu: (Allah bize, eyledi lutf-ü ihsan.
Allah’ın ihsaniyle, biz ettik Ona iman.
Lutfüyle muamele etmeseydi O eÄŸer,
Belki iman etmemiz, olmaz idi müyesser.
Ona da, adaletle eyledi muamele.
O, kendi rızasıyle düÅŸtü lakin bu hale.
O, küfürde kaldıysa, kendi arzu etmiÅŸtir.
Yoksa Allah, o kula, asla zulmetmemiÅŸtir.
Bize yaptı ise de ihsanını kat be kat,
Kimse ihsan etmeye, mecbur deÄŸildir fakat.
Yahudiyi görünce, hatırıma geldi ki:
Biz, Allah’ın lutfüyle iman ettik belli ki.
EÄŸer ona lutfedip, bize ise adalet,
Etseydi, elimize geçmez idi bu devlet.
Bize, adaletiyle davransaydı Rabbimiz,
Yarın mahÅŸer gününde, ne olurdu halimiz?
Ben bunu düÅŸününce, aklım gitti başımdan.
Ve bayılıp düÅŸmüÅŸüm, korku ve telaşımdan.)
Dediler ki: (Efendim, ne demektir fütüvvet?)
Buyurdu ki: (Edeple ilgilidir bu nimet.
İyi bir iş yapınca, bilmeyin kendinizden.
Onu ben yaptım diye, geçmesin kalbinizden.
Zira Hak teâlâdır asıl yapan her ÅŸeyi.
Ve Odur kudretiyle yaratan her bir iÅŸi.
O, size vermeseydi, eğer fırsat ve kuvvet,
Elde edemezdiniz asla muvaffakiyet.)
Buyurdu ki: (Çok sevin siz birbirlerinizi.
EÄŸer bir kardeÅŸiniz üzerse bir gün sizi,
Kusuru, kendinizde arayın önce hemen.
Hiç onda aramaya kalkışmayın katiyen.
Deyin ki: Ben, Rabbime yapmışım ki bir kusur,
O da, böyle yaparak, etti beni bi-huzur.
O özür dilemeden gelip de önce sizden,
Siz gidip af dileyin, o din kardeÅŸinizden.
Kırgınlık gitmediyse, tekrar özür dileyin.
Kırk defa olsa bile, bu işe devam edin.
EÄŸer affetmiyorsa her özür dileyiÅŸte,
Yine siz, kendinizi suçlu bilin bu iÅŸte.
Zira Peygamberimiz buyurdu ki bir zaman,
(Birbirine küserse eÄŸer iki Müslüman,
Hangisi daha önce özür dilerse eÄŸer,
O kimseye, Cennette verilir büyük köÅŸkler.
Hem dahi o köÅŸklerin kefili benim bizzat.
O gün, anahtarını istesin benden o zat.)
|