Abdülaziz Dirini, büyük bir evliyadır.
Yazdığı bir eserde, ÅŸöyle buyurmaktadır:
(Ya Rabbi, sen tanıttın bize kendi zatını.
Ve saçtın üstümüze lütuf ve ihsanını.
Nimetinin deryası, büyüktür pek ziyade.
Onlardan, her an için ederiz istifade.
Halk eyledin sen bizi, mümin anne babadan.
Bir nimet var mıdır ki, büyük olsun o bundan?
Tam sıhhatli olarak getirdin bu âleme.
Senin bu ihsanların, gelmez yazı, kaleme.
En büyük nimetin de, ÅŸudur ki ya ilahi!
Razı olduÄŸun yolu gösterdin bize dahi.
Sevdiğin kullarını, tanıttın bize yine.
Ve bizi davet ettin, ebedi Cennetine.
Bize emrettinse de, bazı ibadetleri,
Bizedir hep onların, bütün faideleri.
Yine bazı şeyleri, ettinse bize yasak,
Zararlı olduğundan, haram kıldın muhakkak.
Onların yapılması, kolaydır hem de bize.
Lakin biz nefse uyup, zulmettik kendimize.
Ya Rabbi, çok ise de isyan ve günahımız,
Lakin günahımıza, çoktur piÅŸmanlığımız.
Ya Rabbi affet bizi, iman ettik biz sana.
Lakin asi nefsimiz, aldattı bizi fena.
Bize, güzel gösterdi günah ve haramları.
Biz, nefse aldanarak işledik hep onları.
Sen de, ceza vermekte acele etmeyince,
Biz, bundan da yüz bulduk ve şımardık iyice.
Affına güvenerek, sana isyan eyledik.
Nefsimiz de bizleri, günaha etti teÅŸvik.
Halbuki bilirdik ki, çoksa da maÄŸfiretin,
Fakat azabın dahi, çetindir gayet senin.
Bunları bile bile, aldandık nefsimize.
Sonsuz merhametinle, yine sen acı bize.
Gerçi biz, sana karşı çok isyan ettik, fakat,
Af için, biz yine de, isteriz senden imdat.
Ya Rabbi, mahÅŸer günü, hesap için Mizana,
Varmaya, bu günahla yüzümüz yoktur sana.
EÄŸer af etmez isen bizi ey Allah’ımız!
Cehennem ateÅŸine, hiç yoktur takatımız.
Ya Rabbi, sen bizleri eyle af ve maÄŸfiret.
Zira senin affının, sınırı yoktur elbet.
Sen bize, akl-ı selim ve yakin eyle ihsan.
Sana ibadet edip, yapmayalım hiç isyan.
Çıkarıp kalbimizden bu dünya sevgisini,
Doldur onun yerine, kendi muhabbetini.
Ahiret derdi ile, dertlendir bizi esas.
Zira bu dert yanında, başka şey dert sayılmaz.)
|