Ali bin Heyti var ki, çok yüksek bir veliydi.
Büyük insan olduÄŸu, her halinden belliydi.
Güzel simalı olup, yakışıklı idi pek.
Bir edebi bile o, ömründe etmedi terk.
Gayet mütevazıydı, hem de kibar ve zarif.
Hiçbir iÅŸi, İslam’a olmamıştı muhalif.
Zeki ve akıllıydı ve cömertti gayetle.
Herkese davranırdı, şefkat ve merhametle.
Kendine lazım olan bir şeyi, biri şayet,
İsteseydi, verir ve zevk alırdı begayet.
Gayrinin rahatını düÅŸünmekten o hatta,
Kendi menfaatini unuturdu adeta.
Derdi ki: (Sinirlenme, dünyalık bir ÅŸey için.
Çünkü aklı örtülür, öfkelenen kiÅŸinin.
Şeytan da fırsat bilip, bir yular takar ona.
Ve iter kolaylıkla onu kendi yoluna.
Ey insan, iyilerle olmak için hep uÄŸraÅŸ.
Kötü kimseler ile, sakın olma arkadaÅŸ.
Åžu iki nasihati bırakma ki hiç elden:
İyilerle sohbet et, uzak dur cahillerden.
Kendi kusurlarını gör ve üzül pek fazla.
Lakin baÅŸkalarının aybını görme asla.
Dünya muhabbetini kalbine koyma sakın.
Zira dünya sevgisi, başıdır her günahın.)
Derdi ki: (Halis mümin, kimseyi fena bilmez.
Ve kimsenin ardından konuşup gıybet etmez.
Tarifi ÅŸöyledir ki hakiki bir müminin:
Elinden ve dilinden, insanlar olur emin.
Yanına, çekinmeden, rahatlıkla girilir.
Çünkü, ondan bir zarar gelmediÄŸi bilinir.
Böyle, kimin yanına rahatça gidilirse,
Bilmeli ki, indallah iyi kuldur o kimse.
Kime de, böyle rahat gidilmiyorsa ÅŸayet,
Kötü kul olduÄŸuna, budur bariz iÅŸaret.
Ey insan, sen tövbeyi bir an geciktirme ki,
Tövbe etmeden önce, ölebilirsin belki.
Muhakkak piÅŸman olur, bunu geç bırakanlar.
Zira ecel, çok vakit, ani gelip yakalar.
Müsait, uygun zaman bulunmaz bundan daha.
Öyleyse tövbe edip, bugünden dön Allah’a.)
Buyurdu ki: (Bir kimse, hayâ etse Allah’tan,
Allah da, hayâ eder ona azap yapmaktan.
O, Allah’a ne kadar ederse çok itaat,
Ona da, o nisbette herkes eder iltifat.
O, ne kadar korkarsa Allahü teâlâdan,
Herkes de, o nisbette çekinir, korkar ondan.
Kim aziz tutar ise Rabbinin her emrini,
Allah da, aziz tutar mahÅŸerde kendisini.
Kim hizmet eder ise yaÅŸlılara genç iken,
Yaşlanınca, ona da bulunur hizmet eden.)
|