Abdullah El Yuneyni, büyük alimlerdendir
Söz ve nasihatları, kalblere hayat verir.
Binyüzotuzaltı’da dünyaya gelen bu zat,
Seksen yaşına yakın, eyledi Hakk’a vuslat.
Bir gün dereye indi, abdest almak üzere.
Bir nasrani, katırla geliverdi o yere.
Katır, ÅŸarap yüklüydü, köprüyü geçiyorken,
Hayvan ürküp, yükleri üstünden attı birden.
Abdullah el Yuneyni, görüp bu hadiseyi,
Yardım etmesi için, çağırdı bir kimseyi.
İkisi beraberce, koştular ona hemen.
Yükleri, o katıra yüklediler tamamen.
Nasrani duygulanıp, sevindi gayet buna.
TeÅŸekkür eyleyerek, devam etti yoluna.
O yardım eden ise, düÅŸündü ki o saat:
Ne için yardım etti kâfire bu veli zat?
Takib etti ardından nasraniyi gizlice.
Ki, acep şarapları ne yapacak gidince?
Nasrani, katırıyla gitti bir yere kadar.
Bir ÅŸarap dükkanının önünde kıldı karar.
MeÄŸer satmak üzere getirmiÅŸ o onları.
İndirdi ÅŸarap yüklü bildiÄŸi bidonları.
Ve lakin o ÅŸarapçı, bağırdı ki pür telaÅŸ:
(Ben ÅŸarap istemiÅŸtim, sirke deÄŸil arkadaÅŸ!)
Nasrani de şaşırıp, hayret etti o anda.
Baktı ki, hakikaten sirke var her bidonda.
Dedi: (Bunlar ÅŸaraptı, sirke olmuÅŸ, çok hayret.)
O anda kendisine, geldi birden hidayet.
Katırını baÄŸlayıp, döndü hemen geriye.
Geldi hem aÄŸlayarak, bu mübarek veliye.
Ellerini öperek o İslam büyüÄŸünün,
Müslüman olmak ile, ÅŸereflendi aynı gün.
Yine bu mübarek zat, bir Cuma sabahında,
Cuma namazı için, gusletti dergahında.
Cumayı kıldırarak, çağırdı müezzini.
Dedi: (Sen bilir misin cenaze hizmetini?)
O, (Bilirim) deyince, buyurdu: (Öyle ise,
Yarın vefat edersem, sen hizmet eyle bize.)
Bir ÅŸeyler sezer oldu müezzin bu sözlerden.
Dedi: (Hizmetindeyiz efendim biz cümleten.)
Camiden ayrılarak sonra bu büyük veli,
Bir ağacın altında, topladı talebeyi.
Uzun sohbet eyleyip buyurdu ki bu kere:
(Beni, vefat edersem defnediniz ÅŸu yere.)
Ertesi gün mescitte, o sabah namazını,
Kıldırıp, uzun yaptı dua ve niyazını.
Sonra kıbleye dönüp, başını eÄŸdi öne.
Cemaat beklerdi ki, birazdan kalkar yine.
Ve lakin kalkmayınca yerinden o bir saat,
Baktılar, vefat etmiÅŸ yerinde o büyük zat.
Müezzin, hatırlayıp dünkü vasıyetini,
Yaptı hep ağlayarak cenaze hizmetini.
Ve yine defnettiler vasıyeti üzere,
GösterdiÄŸi aÄŸacın altındaki o yere.
|