İmam-ı Rabbani ki, ÅŸanı büyük bir veli.
İlmi ile, herkese oldu çok faideli.
Bir gence mektup yazıp, buyurdu: (Hak teâlâ,
Her emrinde kolaylık göstermiÅŸtir kullara.
Mesela ibadette, istemiştir hep azı.
Günde, yalnız (kırk rekat) emretmiÅŸtir namazı.
Bu kırk rekat namazın, kılınması da zaten,
(Bir saat)lik bir zaman bile tutmaz esasen.
Bunları kılarken de, en kısa ve kolay bir,
Sure okumayı da, kabul eylemektedir.
Ayakta kılamayan, kılar hem oturarak.
Onu da yapamayan, kılabilir yatarak.
Rüku ve secdeleri yapamazsa bir insan,
İma ve işaretle kılabilir her zaman.
EÄŸer abdest almakta, su zarar verir ise,
Toprak ile teyemmüm yapabilir o kimse.
Yine zekat için de, kolaylık göstermiÅŸtir.
Malın hepsini değil, (kırkta bir) emretmiştir.
Onu da, hemen deÄŸil, bekletip o akçeyi,
Tam bir sene geçince, emretmiÅŸtir vermeyi.
Yeme ve içmede de, mubah edip çok ÅŸeyi,
Yine haram kılmıştır, az bir iki nesneyi.
Haram kılmasının da, hikmeti vardır nice.
Çünkü zarar verirler, yenilip içilince.
Acı olan şarabı haram kılsa da, fakat,
Helaldir hoş kokulu, nice tatlı meşrubat.
Bütün meyve suları, hem karanfil ve tarçın,
Helal ve faydalıdır insan sıhhati için.
Acı ve keskin olan o iÄŸrenç ÅŸey, bir kere,
Benzer mi, hoş kokulu o tatlı şerbetlere?
Bu fiziki evsaftan daha ayrı olarak,
Helali kullanmaktan, razıdır cenâb-ı Hak.
Allahü teâlânın sevip razı olması,
Ayrıca bir fark olup, budur işin esası.
İpeği, erkeklere haram kıldıysa misal,
Sayısız süslü, renkli kumaşı etti helal.
Erkek, halis ipeÄŸi giyemese de, fakat,
Bu kumaÅŸlar, ipekten faidelidir kat kat.
Hem sonra ipek kumaş, kadınlara helaldir.
Bunun faidesi de, yine erkekleredir.
Altının da kadına helal, mubah olması,
Yine erkekleredir esasında faydası.
Velhasıl insafsız ve taÅŸ yürekli bir kimse,
Bu kadar kolaylığı, (ağır yük) görür ise,
Bu, kalb bozukluÄŸunu gösterir elbet onun.
Ve hasta olduÄŸunu belli eder ruhunun.
Bir çok iÅŸler vardır ki, kolaydır gerçi, fakat,
Hastalar, saÄŸlam gibi yapamaz öyle rahat.
Kalbin hasta olması, şudur ki asıl yine,
Tam inanmamasıdır dinin emirlerine.
İnanmış görünse de, inanmamıştır içten.
Bu inanış, sadece belli olur hariçten.
Gönülden inanmanın ÅŸudur ki alameti,
Zevk ile, haz duyarak yapar her ibadeti.
|