İmam-ı Rabbani’nin eseri Mektubat’ta,
Åžöyle buyuruluyor bir gence nasihatta:
(Ey evladım, her kim ki para, mal peşindedir,
O, büyük bir belanın ve derdin içindedir.
Çünkü Hak teâlânın beÄŸenmediÄŸi ÅŸeyler,
O kimsenin gözüne, güzel görünmekteler.
Hak teâlâ, dünyaya vermezken deÄŸer, kıymet,
O, tam bunun aksine, verir çok ehemmiyet.
Ey oÄŸlum, bilir misin dünyanın aslı nedir?
Yaldızlanmış necaset, şeker kaplı zehirdir.
Halbuki Hak teâlâ, akıl verip kullara,
Dünyanın iç yüzünü haber verdi onlara.
Bunun için âlimler buyurdu ki: (Bir kimse,
Zengin olup, ölürken ÅŸöyle vasiyet etse.
Dese ki: Ben ölürsem, malımı cem ediniz.
Zamanın en akıllı adamına veriniz.
O mallar, bir (zahid)e verilmek lazım gelir.
Çünkü zahid, dünyaya hiç de düÅŸkün deÄŸildir.
Hiç düÅŸkün olmaması, onun dünya malına,
Açık bir alamettir aklının çokluÄŸuna.)
Bu alamet var iken, Hak teâlâ yine de,
Bildirdi bu dünyayı, Peygamberler ile de.
Onlar vasıtasıyla, bunun bozukluğunu,
Haber verdi fani ve vefasız olduğunu.
Bu iki şahid varken, yine kalkıp bir kimse,
Tatlı şeker sanarak, zehir yemek isterse,
Ve yahut altın sanıp, avuçlarsa pisliÄŸi,
Elbette çok alçaklık yapmış olur o kiÅŸi.
Bu gaflet pamuğunu atmalı kulaklardan.
Yoksa, olmaz başka şey, yarın pişman olmaktan.
Birinin bedenine, hastalık gelse eğer,
O, bunu düzeltmeye ne kadar gayret eder.
Halbuki o kimsenin, asıl kalbi hastadır.
Lakin o, hiç bu derdi umursamamaktadır.
Onu, sonsuz ölüme sürüklerken o illet,
O yine, bu derdine vermez hiç ehemmiyet.
O hastalık, kendini hiç bitmez ve tükenmez,
Azaba sürüklerken, kurtulmayı düÅŸünmez.
Onu gidermek için, kıpırdamamaktadır.
Hatta farkına bile belki varmamaktadır.
Kalbin hasta olması ÅŸöyledir ki, o gönül,
Allah’tan gayrisine eylemiÅŸtir temayül.
Eğer bu tutulmayı hastalık bilmez ise,
Alçaklık etmiÅŸ olur bu takdirde o kimse.
EÄŸer bunu bilir de, vermezse ehemmiyet,
Daha pis olduÄŸunu gösterir bu da elbet.
Aklı olan, görerek iÅŸin vahametini,
Bu illetin yanında, dert bilmez ötekini.
Aklı az olan ise, gafleti sebebiyle,
Kalbin bu afetini, hastalık saymaz bile.
Aklı kuvvetlendirmek için de bir Müslüman,
Ölüm ve ahireti düÅŸünmeli her zaman.
Ve ahiret derdiyle ÅŸereflenmiÅŸ kâmil bir,
Zatla beraberlik de, aklı kuvvetlendirir.
|