Evliya-yı kiramdan, çok büyük bir kimsedir.
Nasihati, kalblere ederdi hemen tesir.
Bir gün de buyurdu ki: (İnsana, dert ve bela,
Gelirse, bilmeli ki gönderdi Hak teâlâ.
Belayı O gönderir, beladan O kurtarır.
Ve lakin her birinin belli bir vakti vardır.
Asla mümkün deÄŸildir bu vakti deÄŸiÅŸtirmek.
Ve asla fayda etmez Ondan ÅŸikayet etmek.
Lakin Hak teâlâya, kim etse dua, niyaz,
Rabbin merhametiyle, o dertten olur halas.
Asıl dua etmemek, kul için büyük bela.
Zira dua edeni, seviyor Hak teâlâ.
Gelirse bu duaya sebep olan bela, dert,
Onları bela deÄŸil, bilmeli büyük nimet.
Dünyanın görünüÅŸü, tatlı ve lezzetlidir.
Halbuki hakikatte, öldürücü zehirdir.
Bir daha iflah etmez tuzağına düÅŸenler.
LeÅŸ olur bu dünyanın zehiriyle ölenler.
Ona, ancak deliler, ahmaklar gönül verir.
Zira böyle olanlar, sadece yerler zehir.
Şeker kaplı bir zehir, yaldızlanmış necaset,
Gibi olan dünyaya, edilir mi muhabbet?
Aklı olan, aldanmaz sahte güzelliÄŸine.
Ve baÄŸlamaz gönlünü, zararlı zevklerine.
Bilakis bu hayatta, Rabbinin rızasını,
Almak için geçirir, her fırsat ve anını.
Hangi iş, ahirette işe yarıyacaksa,
Sadece o iÅŸleri ifa eder bilhassa.
Kulluk vazifesini, yerine getirir tam.
Emirlere sarılır, iÅŸlemez günah, haram.
Dünya, Hak teâlânın men ve yasak ettiÄŸi,
Zararlı şeylerdir ki, bilmeli bunu iyi.
Kimler ki, haramlardan sakınırlarsa eğer,
Dünyaya aldanmamış sayılır o kimseler.
Allah, yasak etmedi hiçbir zevk ve lezzeti.
Zararlı kullanmayı sadece yasak etti.
Yani azgın ve taşkın kullanmak oldu yasak.
Caizdir faideli ve edepli kullanmak.)
Bir gün de buyurdu ki: (Görünen, görünmeyen,
Her nimet, gelmektedir Allah’ın kereminden.
Bu dünyaya gelmekten, maksat ve gaye dahi,
Mutlak elde etmektir rıza-i ilahiyi.
Allahü teâlâya ait olan marifet,
İnsana, iki yoldan vasıl olur nihayet.
Birisi, ilim ile yani akıl iledir.
Bunu bildirenler de, İslam âlimleridir.
İkinci marifetse, kalblerde olur hasıl.
Bu da, evliyalardan ehline olur vasıl.
Evliyanın kalbinden, bu nur ve feyzi alan,
Arif olup, nefsi de sonunda eder iman.
İşte hakiki iman denir ki buna esas,
Böyle olan bir iman, devamlıdır, yok olmaz.
Resulullah buyurdu: (Ya Rabbi, ihsanından,
Bir iman istiyorum, sonu küfür olmayan.)
|