Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Tuzsuz taÅŸ yalamaya benzer > Ã‡ok mütevazı idi
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Çok mütevazı idi

Allah adamlarından, Abdullah-ı Dehlevi.
Sülale-i Resulden, büyük âlim ve veli.

Henüz gelmemiÅŸti ki bu büyük zat dünyaya,
Babasıyla amcası, gördüler birer rüya.

Allah aslanı Ali, rüyada, babasına,
Buyurdu ki: (Bir oÄŸul verecek Allah sana.

Büyüyünce olacak, gayet yüksek ve âli.
O dünyaya gelince, ismini koyun Ali.)

Ve hem amcasına da, rüyada Resulullah,
Buyurdu: (O çocuÄŸun ismi olsun Abdullah.)

Vakta ki o çocuÄŸu bahÅŸetti cenâb-ı Hak,
Hem (Ali) hem (Abdullah) konuldu ad olarak.

Yirmi iki yaşında bitirdi tahsilini.
Tanıdı ondan sonra, devrin bir tanesini.

Yani Resulullahın kalbinden akıp gelen,
Nurları, taliplerin kalblerine nakleden,

Bir büyük var idi ki, o devrin evliyası,
Sohbeti, temizlerdi kalblerden kiri, pası.

Mazhar-ı Can-ı Canan idi ki bu evliya,
Ondan yayılıyordu nur ve feyiz dünyaya.

Bu büyük veli ile karşılaÅŸtı Delhi'de.
Dedi: (TalebeliÄŸe kabul edin beni de.)

Buyurdu ki: (Evladım, zordur bizim yolumuz.
Tuzsuz taÅŸ yalamaya benzer bu yol bahusus.

İstersen, sen kendine zevkli ve şevkli bir yol,
Ve bir üstad bularak, git o zata tâbi ol.)

Lakin o, o kapıdan hiç dönmedi geriye.
Zira tam tutulmuÅŸtu kalbiyle o veliye.

Dedi: (Olsun efendim, onu istiyorum ben.
Kabul buyurmanızı diliyorum gönülden.)

Mazhar-ı Can-ı Canan, (Peki) dedi nihayet.
Ve onu yetiÅŸtirip, verdi mutlak icazet.

Üstadı göç edince, ahiret âlemine,
Abdullah-ı Dehlevi geçti onun yerine.

Bu sefer her taraftan, insanlar akın akın,
Toplanmaya başladı etrafında bu zatın.

Derecesi çok yüksek olduÄŸu halde bile,
Yaşadı hep kırıklık, tevazu, edep ile.

Yatağına uzanıp, uyumadı yatarak.
Seccadede uyurdu, diz üstü oturarak.

Sert ve kalın elbise giyerdi çoÄŸu kere.
Ve onun cömertliÄŸi, destan oldu dillere.

Öyle fazla idi ki ÅŸefkat ve merhameti,
Görmedi kimse ondan fena bir hareketi.

Hatta ona kötülük yapan kimselere de,
Kalkıp dua ederdi, gece ve seherlerde.

Kendisini sevmeyen, hakim komşusu vardı.
Aleyhinde konuşur, gıybetini yapardı.

Hapse düÅŸtü o bir gün, bir suçu iÅŸleyerek.
Abdullah-ı Dehlevi iÅŸitip üzüldü pek.

Çok uÄŸraşıp çıkardı, onu hapishaneden.
O kimse tövbe edip, talebe oldu hemen.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
1.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı