Abdullah-ı Dehlevi, ÅŸanı büyük bir veli.
MeÅŸhurdu halk içinde bir çok kerametleri.
Bir gün, biri gelerek mübarek huzuruna,
(OÄŸlumuz, çoktan beri kayıptır) dedi ona.
Ve ilave etti ki: (Lütfen dua ediniz.
Tekrardan ihsan etsin onu bize Rabbimiz.)
Onun bu sözlerini dinleyip bu mübarek zat,
Buyurdu ki: (OÄŸlunuz evindedir ÅŸu saat.)
O kimse hayret edip, dedi: (Ama efendim,
Şimdi evden ayrılıp, huzurunuza geldim.)
O yine buyurdu ki: (Evine dön ki ÅŸu an,
Rabbimiz onu size, tekrardan etti ihsan.)
(Peki efendim) deyip, evine gittiÄŸinde,
Gördü ki, oturuyor oÄŸlu gelmiÅŸ evinde.
Yine bir gün, birisi, ölüm yatağındaki,
Hastasını sırtlayıp, geldi bir seher vakti.
Dedi ki: (Ey efendim, çok ağırdır hastamız.
Belki bir şifa bulur, dua buyurursanız.)
Åžöyle bir nazar etti hastaya bir kerecik.
Kavuştu sıhhatine o kimse hemencecik.
Böyle, binlerce kiÅŸi, dua alıp o zattan,
Åžifaya kavuÅŸurdu her türlü mazarrattan.
Kimin bir hastalığı olsa idi o günde,
Gelip birikirlerdi, kapısının önünde.
Lakin kendisinin de, üç mühim derdi vardı.
Hatta namazlarını, hep özürlü kılardı.
Sevdiklerinden biri, buna olup muttali,
Bir gün, kendilerine sual etti bu hali:
(Efendim, bu devirde kim hasta olsa eÄŸer,
Kapınıza gelerek, sizden dua isterler.
Siz bir dua edince, gelen her bir hastaya,
Her biri, duanızla kavuşuyor şifaya.
Halbuki sizin dahi vardır hastalığınız.
Ve bilhassa üçünden, hiç yoktur rahatınız.
Lakin hikmet nedir ki, etmezsiniz hiç dua?
Etseniz, size dahi verir Allah bir deva.)
Buyurdu ki: (Kurtulmak istiyor dertten onlar.
Bu yüzden bize gelip, hep dua istiyorlar.
Biz ise, Rabbimizin verdiÄŸi bu dertlerden,
O gönderdiÄŸi için, razıyız herbirinden.
Kemend-i mahbubdur ki, her musibet ve bela,
SevdiÄŸi kullarına gönderir Hak teâlâ.)
Kıtlık vaki olmuÅŸtu bir zaman da Delhi’de.
Buna çok üzülmüÅŸtü, Abdullah Dehlevi de.
Mescidin avlusuna çıktı bir gün nihayet.
Kızgın güneÅŸ altında, oturdu kısa müddet.
Dedi ki: (Ya ilahi, yaÄŸmur yaÄŸana kadar,
Buradan gitmemeye, bu kulun verdi karar.)
O böyle söyleyince, çok geçmedi aradan.
Nehirler akar gibi, yağmur yağdı havadan.
Çok nazlı kullarıdır Allah’ın çünkü onlar.
Onların hürmetine, yaÄŸdırır yaÄŸmur ve kar.
Resulullahtan gelen ilahi feyiz ve nur,
Onların kalblerinden, herkese vasıl olur.
Bu büyük velilerin hürmetine ya Rabbi!
Bizi, her halimizde onlara eyle tâbi.
|