Ana Sayfa >  Evliya Nasihatleri > Åžimdi bulunan gibi, gelmemiÅŸtir dünyaya > Mutavvel’i okumalısın!
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Mutavvel’i okumalısın!

Seyyid Fehim Efendi, büyük üstadı olan,
Taha-yı Hakkari'yi Nehri'de gördüÄŸü an,

Ona, can-ü gönülden baÄŸlanmıştı ihlasla.
Gözü, ondan gayriyi görmüyordu hiç asla.

Çünkü Resulullahın mübarek kalblerinden,
Çıkan nurlar, o zattan yayılıyordu aynen.

Ona olan sevgi ve ihlası nisbetinde,
Çok istifade etti, kısa zaman içinde.

Lakin tanıdığında bu büyük veli zatı,
Henüz bitirmemiÅŸti zahiri tedrisatı.

Bir gün yüksek üstadı, çağırıp huzuruna,
Çok iltifat ederek, ÅŸöyle buyurdu ona:

(Sen, çok kabiliyetli ve zeki talebesin.
Mutavvel kitabını tedris eylemelisin.)

(Efendim, kitabım yok) deyince üstadına,
Kendi Mutavvel'ini hediye etti ona.

Buyurdular ki: (MuÅŸ'un, Abiri nam köyünde,
Bir âlim var, git bunu, oku onun önünde.

Ders ile alakalı olursa bir müÅŸkilin,
Beni düÅŸün kalbinle, halledilir o iÅŸin.)

(Peki efendim!) deyip, gitti hemen o köye.
Molla Resul Sıbki’den baÅŸladı ders görmeye.

Bir gün, ders okuturken bu hoca Mutavvel’den,
Bir yere geldiÄŸinde, geçmeyip durdu birden.

Çünkü anlamamıştı ordaki ibareyi.
BaÅŸladı düÅŸünmeye çözmek için cümleyi.

O ara Seyyid Fehim, gözlerini yumarak,
DüÅŸündü üstadını, o emrine uyarak.

Gördü ki, karşısında duruyor Seyyid Taha.
Önünde Mutavvel var, hem de açık o sayfa.

Ona, doÄŸru ÅŸekliyle okudu o cümleyi.
Seyyid Fehim çok güzel anladı meseleyi.

Gözlerini açıp da, gördü ki hoca, hâlâ,
O cümle üzerinde ediyor mütalaa.

Hemen izin isteyip, okudu doÄŸrusunu.
O, şaşırıp dedi ki: (Nasıl bildin sen bunu?)

Söylemek istemedi o ilk sual ediÅŸte.
Velakin Molla Resul ısrar etti bu işte.

Dedi: (Ben okuturdum yıllarca Mutavvel'i.
Lakin hep anlamadan geçiyordum bu yeri.

Åžimdi sen okuyunca, düzeldi hemen mana.
Bu, senin iÅŸin deÄŸil, doÄŸruyu söyle bana.)

O zaman Seyyid Fehim, bahsedip üstadından,
Dedi: (Kalb yolu ile öÄŸrendim bunu ondan.

O, Seyyid Taha’dır ki, misli yoktur cihanda.
Nur ve feyiz, o zattan yayılıyor şu anda.

O zatın bir bakışı, şifadır kalb derdine.
Dili, hikmet saçıyor cümle gönül ehline.)

Molla Resul-i Sıbki, bunu, Seyyid Fehim’den,
İşitince, bir anda aşık oldu gönülden.

Ona kavuÅŸmak için, hemen Seyyid Fehim’le,
Nehri’nin yollarına düÅŸtü büyük sevinçle.

Onlar yolda gelirken, Nehri'de Seyyid Taha,
Hissetti bu geliÅŸi gelmeden onlar daha.

Zira buyururdu ki: (Åžu anda Seyyid Fehim,
Güzel bir hediyeyle geliyor hissederim.)

Gelip, bu büyük zatı gördü o en nihayet.
Himmetine kavuşup, aldı mutlak icazet.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Güncelleme Tarihi
1.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı