Hazret-i Seyyid Fehim, Hakkın bir evliyası.
Hemen kabul olurdu indallah her duası.
Vefatından sonra da, kim onun hatırına,
Allah’a dua etse, eriyor muradına.
Çünkü Allah indinde, çok kıymetli ve aziz,
OlduÄŸundan, onu hiç mahcub etmez Rabbimiz.
Hizan’da, bir kimsenin, olmazdı hiç evladı.
Çok uÄŸraÅŸtı ise de, olmadı bu muradı.
Dediler: (Bir velinin kabri var ki Arvas’ta,
Åžifaya kavuÅŸuyor hürmetine çok hasta.
Her kim ziyaret etse ihlasla bu veliyi,
Muhakkak hasıl olur her ne ise dileği.
O, Seyyid Fehim’dir ki, sen de eyle ziyaret.
Onu vesile edip, mezarında dua et.
O zatın hürmetine, kabul olur bu duan.
Hatta niyaz eyle ki, çocuÄŸun olsun oÄŸlan.)
O dahi geldi hemen kabrine bu büyüÄŸün.
İhlasla dua edip, köye döndü aynı gün.
Üç yıl sonra bu adam, Arvas’a geldi yine.
Gitti Seyyid Fehim’in o mübarek kabrine.
Uzunca dua edip, dönüyordu ki, fakat,
Tanıdı o kimseyi o havaliden bir zat.
Dedi: (Üç sene önce, siz yine gelmiÅŸtiniz.
Acaba ne maksatla ÅŸimdi yine geldiniz?)
Dedi ki: (ÇocuÄŸumuz olmazdı daha önce.
Buna dua etmiÅŸtim, buraya ilk gelince.
Ondan sonra her sene, oldu ikiz oÄŸlumuz.
Şu anda altı oldu, artık istemiyoruz.
Ve ÅŸimdi bu geliÅŸte ettim ki ÅŸöyle dua,
Olmasın çocuÄŸumuz bunlardan baÅŸka daha.)
Onun dua ettiÄŸi o günden itibaren,
Daha baÅŸka çocuÄŸu olmadı hakikaten.
Bir gün de, Çatbayır’dan bir kiÅŸi, bir mahalde,
Bir trafik kazası geçirdi feci halde.
Gerçi ölmediyse de, hasta oldu bir hayli.
Ayrıca, korkusundan tutuldu nutku, dili.
Önceden bülbül gibi konuÅŸurken o adam,
Hiç konuÅŸamıyordu, kapandı lisanı tam,
Dediler ki: (Arvas’ta, vardır ki Seyyid Fehim,
Seni, o büyük zatın kabrine götürelim.
Onu vesile edip, dua etse her kiÅŸi,
Kavuşur muradına, hallolur her bir işi.
Sen dahi, o kabirde dua etsen bir defa,
Hak teâlâ yaratır bu derdine bir deva.)
O kiÅŸi hazırlanıp, yola çıktı nihayet.
Gelip Seyyid Fehim’i eyleyerek ziyaret,
Onu vesile edip, dua etti bir kere.
Hemen tutuk lisanı, açıldı birden bire.
Ve hatta konuÅŸarak, camiye gitti o zat.
KonuÅŸtuÄŸunu görüp, hayret etti cemaat.
BeÅŸ dakika içinde açılmıştı lisanı.
Bu keramet, hayrete düÅŸürdü çok insanı.
İmam dahi öyle çok düÅŸmüÅŸtü ki hayrete,
O gün yanlış kıldırdı, namazı cemaate.
Bunu sorduklarında cemaat o imama,
Dedi: (Zihnim takıldı, bu ne sır, ne muamma?
Hazret-i Seyyid Fehim, ne ÅŸerefli bir insan.
Açıldı hürmetine, tutuk olan bir lisan.) |