Vefatlarına yakın Seyyid Fehim Efendi,
Bir çok büyükler gibi uzleti tercih etti.
Zaruri görüÅŸme ve ihtiyaç haricinde,
İbadetle meÅŸguldü çok zaman ev içinde.
Altı ay var idi ki henüz vefatlarına,
Başladı ahiretin sefer hazırlığına.
Her gün sohbetlerinde, ölümden bahsederek,
Derdi ki: (Mümin için, büyük nimettir ölmek.)
Arvas kabristanına ziyarete giderdi.
Åžimdi medfun olduÄŸu yere nazar ederdi.
Bir Cuma günü idi, hastalığı arttı pek.
Camiye götürdüler, kollarına girerek.
Mahdumu, faziletli Seyyid Muhammed Emin,
Bir hutbe irad etti, gayet beliÄŸ ve hazin.
O gün, hüzün ateÅŸi yakmıştı bütün nası.
Ve bir firak rüzgarı, kaplamıştı Arvas’ı.
Cuma’yı, oturarak eda ettikten sonra,
Birkaç talebesini, çağırdı huzuruna.
Buyurdu: (Benden sonra, oÄŸlum Muhammed Emin,
Devam etsin hizmete, bu dini yaymak için.
Fakat yufka yürekli, ince kalblidir gayet.
Kaplamıştır tamamen onu aşk ve muhabbet.
Resulullahın aÅŸkı, yakar onun gönlünü.
Azaltır günden güne, buna tahammülünü.
Bu sebepten ötürü, benden sonra bu oÄŸlum,
Fazla uzun yaÅŸamaz, öyle zannediyorum.)
Üç sene geçmiÅŸti ki hakikaten o günden,
Vefat etti, Resule fazla muhabbetinden.
Åžöyle ki, otuziki yaşında hacca gitti.
Birkaç sevdiÄŸi ile, haccını eda etti.
Sonra Resule karşı, kalbinde yanan aşkla,
Yöneldi Medine’ye, büyük bir iÅŸtiyakla.
Ravda-i mübarekin kapısını açarak,
Girip ziyaret etti, kalbi aÅŸkla yanarak.
Biraz sonra çıkınca Resulün ravdasından,
Yanık ciğer kokusu geliyordu ağzından.
Abdülhakim Efendi, yanında bulunurdu.
(CiÄŸeri kebab olmuÅŸ, çok yaÅŸamaz) buyurdu.
Gemi ile dönerken, çok hasta oldu bu zat.
Yolda, Tur-i sina’da eyledi Hakka vuslat.
Seyyid Fehim de, en son yapıp nasihatını,
Güçlükle eda etti, ikindi namazını.
Zira gücü, takati, tükenmiÅŸti tamamen.
Secdeden, yardım ile kalkmıştı o gün zaten.
Sonra, (Refik-ul a’la!) diyerek o büyük zat,
Kelime-i tevhidi söyleyip etti vefat.
O anda, yüzbinlerce, çeÅŸit çeÅŸit ve renk renk,
KuÅŸlar, gök cihetinden Arvas’a süzülerek,
Havada, sıra sıra durup gölge ettiler.
Bu elem ve kederi, onlar da hissettiler.
Vakta ki defin bitti ve dağıldı cemaat,
KuÅŸlar, kabir üstünde toplandılar o saat.
Sonra Seyyid Fehim’in mübarek mezarından,
YeÅŸil bir nur çıkarak, göklere çıktı bir an.
O nurun arkasından, gökten gelen o kuÅŸlar,
Yine hepsi birlikte, gök yüzüne uçtular.
Seyyid Fehim Efendi hürmetine ilahi!
Onun ÅŸefaatine kavuÅŸtur bizi dahi.
|