SevdiÄŸi kimselerden Sabri Bey var idi ki,
O da, şu hadiseyi anlatır bizatihi:
Bir gün rahatsızlandım ve gittim hastaneye.
Apandisit teÅŸhisi kondu muayenede.
Bayram olduÄŸu için, yapmayıp ameliyat,
Bir baÅŸka hastaneye sevkettiler o saat.
Çıkıp, o hastaneye gitmeden daha önce,
Efendi’ye uÄŸrayıp, haber verdim hemence.
Ellerini öpüp de oturunca, o derhal,
Bana, (Sen hasta mısın?) diyerek etti sual.
(Evet) deyip, gösterdim o aÄŸrının yerini.
Tam onun üzerine dokundurdu elini.
(Burası mı?) diyerek, o yeri ovdu biraz.
Onun bereketiyle gitti benden o maraz.
O, mübarek elini dokununca o yere,
Apandisit ağrısı kayboldu birdenbire.
KırkbeÅŸ sene oluyor o günden itibaren,
Apandisit aÄŸrısı görmedim bir daha ben.
Yine o anlatır ki: Abdülhakim Efendi,
Bir ara, teyemmümden bana hep bahsederdi.
Hatta bizzat kendisi, bir tuÄŸla getirerek,
Nasıl olacağını gösteriyordu tek tek.
Ben de, kendi kendime derdim ki: Niye acep,
Efendi, teyemmümü anlatıyor bana hep?
Teyemmüm, su olmayan yerlerde lazım olur.
Biz ise ÅŸehirdeyiz, su her yerde bulunur.
Böyle kendi kendime düÅŸündümse de bunu,
Yıllar sonra anladım ne için olduÄŸunu.
Efendi hazretleri göç etti bu dünyadan.
Ve sonra otuz sene geçmiÅŸti ki aradan,
Ellerimde ekzema ve yaralar çıktı hep.
Hatta baş parmağımı kestiler bundan sebep.
Doktorlar, sıkı tembih ederlerdi ki bana:
(Su değdirmeyeceksin el ve parmaklarına.)
Sevdiklerinden biri, bir gün huzurlarına,
Gelerek, ÅŸu ÅŸekilde bir sual sordu ona:
(Seyyid Abdülkadir-i Geylani mi yüksektir?
İmam-ı Rabbani mi? Merak eder bu fakir.)
Abdülhakim Efendi, cevaben o kimseye,
BaÅŸladı Abdülkadir Geylani’yi övmeye.
Buyurdu: (Gavs-ül a’zam idi ki bu büyük zat,
Anında yetişirdi istese her kim imdat.
Öyle çok kerameti vardı ki onun hatta,
Duasıyla, ölüyü döndürürdü hayata.
Kendi zamanındaki bilcümle evliyanın,
Fevkinde bulunduğu, kesin idi bu zatın.
Ve kıyamete kadar, her veliye feyiz, nur,
Onun vasıtasıyla erişir, vasıl olur.
Mübarek cemalini görseydi biri elhak,
Allahü teâlâyı hatırlardı muhakkak.
Dört yüz kiÅŸi yazardı vaazını muntazaman.
Birbirinin sırtında yazarlardı çok zaman.)
Böylece bu veliden bahsedip uzun uzun,
Çok kerametlerini anlattı önce onun.
Sonunda buyurdu ki: (Bütün bunlara raÄŸmen,
İmam-ı Rabbani'nin aşıkıyım ama ben.)
|