Var idi o zamanlar, bir de Tahir Efendi.
Efendi Babanın da çok sevdiklerindendi.
Bu kiÅŸi anlatıyor: Ben bir gün, Efendi’ye,
GitmiÅŸtim sohbetinden istifade etmeye.
Lakin yolda giderken, düÅŸündüm ki: Gideyim.
Ve Efendi Baba'ya ÅŸunu arz eyleyeyim:
Diyeyim ki: Efendim, tasavvuf yolunda biz,
Kendi gayretimizle asla yükselemeyiz.
Bir himmet ve teveccüh buyurun da bizlere,
Biz dahi yükselelim yüksek mertebelere.
Ben böyle düÅŸünerek huzuruna varınca,
Baktım ki, oturuyor ön bahçede yalnızca.
Yaklaşıp selam verdim ve öptüm ellerini.
Lütfedip, yanlarına oturttu hemen beni.
Bir manolya ağacı vardı hemen o yerde,
Çimenler büyümüÅŸ ve açmış idi güller de.
Ben oturur oturmaz, yüzüme nazar edip,
Sonra da, eli ile manolyayı gösterip,
Buyurdular ki: (Tahir, bak şu ne ağacıdır?)
Cevaben arz ettim ki: (Efendim manolya'dır.)
Sonra gülü gösterip: (Bu ne?) diye sordular.
Cevaben arz ettim ki: (Efendim gül’dür onlar.)
Çimenleri gösterip sordu ki: (Åžunlar nedir?)
Ben, (Çimen'dir) deyince, buyurdu ki: (Ey Tahir!
Su, hava ve toprağı aynı da bunların hep,
Ne için herbirinin boyları farklı acep?
Mesela ÅŸu çimene, çok gübre ve ilacı,
Verseler, hiç acaba olur mu gül aÄŸacı?
Güle dahi verseler çok su, gübre ve ziya,
Ve çok da uÄŸraÅŸsalar, olur mu hiç manolya?)
(Hayır, olmaz) deyince, buyurdu ki: (Ey Tahir!
Öyleyse bu farklılık, istidatlardan gelir.
İnsanlar, ne kadar çok uÄŸraÅŸsa da bunlara,
Çimenler gül olamaz, gül de olmaz manolya.)
Sonra bana baktılar, başımı öne eÄŸdim.
Dedim ki: (Kusurumu bağışlayın efendim.)
Habil Efendi diye vardı ki bir terzisi,
Pek çoktu Efendi’ye baÄŸlılığı, sevgisi.
Ona, öyle ihlasla baÄŸlıydı ki o hatta,
Böyle halis baÄŸlılık, az bulunur hayatta.
Bir gün ziyaretine giderken Efendi’nin,
DüÅŸündü ki: Gidince, sorayım ÅŸunu ilkin.
Diyeyim ki: Efendim, istemiyorum ama,
Çok kötü düÅŸünceler geliyor hatırıma.
Hiç kurtulamıyorum ben bu vesveselerden.
İmanıma bir zarar gelir mi bu şeylerden?
Bunları düÅŸünerek, vardı huzurlarına.
Girince, sohbetini kesti ve baktı ona.
Ve hemen buyurdu ki: (Bir Müslümanın, eÄŸer,
Hatırına gelirse çok fena düÅŸünceler,
Onun kötülüÄŸüne bir iÅŸaret deÄŸildir.
İmanının kuvvetli olduğuna delildir.)
Henüz sual etmeden almıştı cevabını.
Efendi, daha sonra tamamladı vaazını.
|