Zengin ve genç birisi var idi ki BaÄŸdat'ta,
Önce, pek bulunmazdı ibadet ve taatta.
BiÅŸr-i Hafi’yi dahi iÅŸittiyse de, fakat,
İnanıp göstermedi pek ilgi ve iltifat.
Bir gün Cumayı kılıp, dışarı adımını,
Atınca, gördü birden bu Allah adamını.
Baktı ki, aceleyle gidiyor bir tarafa.
Onun bu gidiÅŸini merak etti bu defa.
DüÅŸündü ki: Bu zatı, hayli methediyorlar.
Zühd ve takva sahibi bir velidir diyorlar.
Böyle alel acele nereye gider acep?
Diyerek, arkasından takip etti onu hep.
Baktı ki, bir fırından ekmek aldı evvela.
Sonra bir kebapçıdan, aldı kebap ve helva.
O, bunları görünce, daha da etti merak.
DüÅŸündü ki: Bu zatı, evliya biliyor halk.
MeÄŸerse ne de fazla seviyormuÅŸ nefsini.
Kebap ve helva ile besliyor kendisini.
Hem böyle düÅŸünüyor, hem takip ediyordu.
Bunları nerde, nasıl yiyecek ki diyordu.
Vardılar biraz sonra köylerden birisine.
Ve girdi BiÅŸr-i Hafi bir caminin içine.
Pencereden baktı ki, bir hasta var, yatalak.
O hastayı görünce, daha çok etti merak.
Baktı ki, o aldığı kebap ile helvayı,
Lokma lokma yedirip, doyurdu o hastayı.
BiÅŸr-i Hafi çıkınca, o girdi içeriye.
Sual etti hastaya: (O giden kimdi?) diye.
Dedi: (O, BiÅŸr'dir ki, gelir Cuma günleri.
Yedirir kendi bana getirdiÄŸi ÅŸeyleri.)
Merak edip sordu ki: (Uzak mıdır burası?)
Dedi: (Bir günlük yoldur, BaÄŸdat ile arası.
EÄŸer ona bir daha istiyorsan kavuÅŸmak,
Bekle, bir hafta sonra o gelir bana ancak.)
Bunu da öÄŸrenince, fazlalaÅŸtı hayreti.
Dedi: (Tanımamışım meğer ben o Hazreti.
Ben, onun arkasından gidince bir kaç adım,
Bir günlük yol gelmiÅŸiz, ÅŸimdi iyi anladım.)
Ertesi Cuma günü, gelince BiÅŸr-i Hafi,
Af dileyip, suçunu etti hemen telafi.
Dedi ki: (Ey efendim, siz buraya gelirken,
İmtihan maksadıyla takip ettim sizi ben.
Ve lakin hakikate vakıf oldum burada.
Yolunuzu bekledim dönmek için BaÄŸdat'a.)
Buyurdu: (Öyle ise, gel benimle evladım.)
Ben, onun arkasında yürüdüm bir kaç adım.
Buyurdu ki: (Åžu yoldan, az yürü ileriye.
Eviniz oradadır, dönüp bakma geriye.)
(Peki efendim) deyip, yürüyünce az daha,
Kendi evini bulup, ÅŸükreyledi Allah'a.
|