İbrahim-i Havvas ki, devrinin bir tekiydi.
Cüneyd-i BaÄŸdadi'nin, mümtaz talebesiydi.
Sevdiklerinden biri, ondan ÅŸöyle nakleder:
Hac yoluna çıkmıştık, üstadımla beraber.
Buyurdu ki: (Biz madem, yola çıktık ikimiz,
Öyleyse yol boyunca, emir olsun birimiz.
Herhangi zorluk ile karşılaşırsak eğer,
O emirin sözünü dinlemek icab eder.
O ne derse, o olur, ona uyar diÄŸeri.
Zira bu meselede, böyledir dinin emri.)
(Siz emir olun) diye, hocama eyledim arz.
Buyurdu: (Öyle ise, istemem hiç itiraz.
Her türlü meselede, ben veririm kararı.
Eğer kabul etmezsen, gidelim ayrı ayrı.)
(Kabul ettim efendim) dedim ve çıktık yola.
İkimiz de yorulup, bir yerde verdik mola.
O, bana (Otur!) deyip, gitti kendi hizmete.
Başladı bana bizzat, ikram ile izzete.
Çalı çırpı toplayıp, yaktı hemen ateÅŸi.
O su çekti kuyudan ve o yaptı her iÅŸi.
Dedim ki: (Ben de yardım etseydim size biraz.)
Asla kabul etmeyip, buyurdu: (Hayır, olmaz.
Madem ki emir benim, ben ne dersem, o olur.
Ben hizmet edeceÄŸim, sen, orada git otur.)
Yola devam edince, tutulduk bir yaÄŸmura.
Paltosunu çıkarıp, bana tuttu o ara.
Islanmayayım diye, yaptı çok fedakârlık.
Sıkıldım, lakin birşey diyemiyordum artık.
Zira emir o idi, mecburdum dinlemeye.
Üstelik söz vermiÅŸtim, itiraz etmemeye.
O yolculuk boyunca, o bana etti hizmet.
Her ne sıkıntı olsa, o çekti hep eziyet.
Üzülüyordum, lakin üstada ne denilir?
DüÅŸündüm ki: KeÅŸke ben, olsaydım ona emir.
Biz bu minval üzere, hac yapıp döndük geri.
İzah etti üstadım, yoldaki o halleri.
Buyurdu ki: (İlerde, olursan sen de emir,
Benim gibi yaparsın, doÄŸrusu da böyledir.
Her ne meÅŸakkat olsa, sen göÄŸüs ger ona ilk.
Hep sen çek sıkıntıyı, böyle olur emirlik.
İdareci odur ki, mütevazı olur pek.
Bilcümle zorlukları, o göÄŸüsler severek.
Kendi için, onlardan, bir hizmet etmez talep.
Bilakis o onların yüklerini çeker hep,
O, hizmet gören deÄŸil, hizmet eden kiÅŸidir.
Yatmak deÄŸil, çalışmak, onun esas iÅŸidir.
O, diÄŸerlerinden de çalışır daha fazla.
Nefsi için, onlardan istemez bir ÅŸey asla.
O, kızmaz, sinirlenmez, davranır hep yumuşak.
Bilir ki Allah dahi, bu hali sever ancak.)
|