Seyyid Ahmed Rıfai, yazdığı eserinde,
Åžu ÅŸekilde nasihat ediyor bir yerinde:
(Åžu kula ÅŸaÅŸarım ki, ölüme inanıyor.
Buna raÄŸmen gülüp de, neÅŸelenebiliyor.
Şuna da şaşarım ki, inanıyor kadere.
Yine de mahzun olup, boÄŸuluyor kedere.
Ve şuna şaşarım ki, Cehennem vardır diyor.
Yine de fütursuzca her günahı iÅŸliyor.
ÅžaÅŸarım dünya fani diyen ÅŸu insana ki,
Sarılmıştır dünyaya, ayrılmayacak sanki.)
Yine baÅŸka yerinde buyurdu: (Ey insanlar!
Pek çok hayret ettiÄŸim, iki türlü insan var.
Birincisi ÅŸudur ki, hep oruçtur gündüzün.
Gece de, sabaha dek taattadır büsbütün.
Asla Hak teâlâya etmez günah ve isyan.
Yine de görürsün ki, hüzünlüdür o insan.
Uğraşmasına rağmen hep ahiret işiyle,
Yine aÄŸlar görürsün onu hep gözyaşıyle.
İkincisi ÅŸudur ki, yapmaz hiç taatini.
Oyun ve eÄŸlenceyle, geçirir her vaktini.
Günahları iÅŸler de sıkılmadan, maalesef,
Yine de bu haline, üzülüp etmez esef.
YaÅŸamasına raÄŸmen İslam’ın haricinde,
Görürsün onu dahi, yine neÅŸe içinde.)
BaÅŸka bir yerinde de, buyurdu: (Ey insanlar!
Sakın siz, ilminize güvenmeyin ki zinhar,
Åžeytan, sahip olduÄŸu ilminin gururundan,
Kovulup helak oldu, Allah’ın huzurundan.
Bir insan, her bir ilmi bilse de ince ince,
Faydasını göremez, amel eylemeyince.
Bel’am-ı Baura da, çok ilim sahibiydi.
Öyle ilim sahibi, dünyada yok gibiydi.
Lakin kalbi, bir miktar meyledince dünyaya,
Dünya ve ahirette, oldu rezil ve rüsva.)
Yine o buyurdu ki: (Ediniz ilme gayret.
Zira ilim hayattır, ölümdür hem cehalet.
Ve lakin her bir ilim, bir vebaldir kul için.
Kurtulunmaz vebalden, amel eylemeksizin.
İnsan, ameli dahi yapmalı ki ihlasla,
İhlassız amellerden, bir fayda gelmez asla.
Yani bir kul, muhakkak ilim, amel, ihlası,
Temin etmelidir ki, budur işin esası.)
Yine o buyurdu ki: (Salih olan Müslüman,
Allah’ın takdirine boyun eÄŸer her zaman.
Nefsine hakim olup, girmez onun emrine.
Günah, küçük de olsa, iÅŸlemez asla yine.
Allah’ın rızasını almaktır tek gayesi.
Hep bunu temin için geçer günü, gecesi.
|