Sırri-yi Sekati’nin hastalığı anında.
Cüneyd-i BaÄŸdadi de bulunurdu yanında.
Son hastalığı idi Sırri-yi Sekati’nin.
AÄŸlamaya baÅŸladı Cüneyd de bunun için.
Onun firak ateÅŸi, hüzün kattı hüznüne.
Damladı gözyaÅŸları, üstadının yüzüne.
Kendini toparlayıp, dedi ki: (Ey üstadım!
Nasihat buyurun ki, ona var ihtiyacım.)
Buyurdu: (Kötülerle oturup etme sohbet.
İyilerle beraber bulunmaya gayret et.
Güçlü insan olarak bilirim ki ben ÅŸunu,
Nefsine hakim olup, yapmaz bir arzusunu.
Bir kimse ki, nefsini etmemiÅŸtir terbiye,
Onun, hiç bir sözünden fayda gelmez gayriye.
Allah’tan çok korkanın, ÅŸudur ki alameti,
Uyku girmez gözüne, düÅŸünür ahireti.
Yemek ile içmekten, kesilmiÅŸtir o hatta.
Yürüyen ölü gibi bulunur bu hayatta.
Mahcup ve edeplidir, önündedir başı hep.
Ahirete maildir, dünyayı etmez talep.
Bir Müslüman, kendine bir ÅŸeyi eylese arz,
Peki der, kabul eder, asla etmez itiraz.
Öyle çok sarmıştır ki onu Allah korkusu,
Bu korkuyla, gözüne girmez gece uykusu.
Rahatını kaçıran, bu korkudur tek sebep.
Halim n'olacak diye, göz yaÅŸları döker hep.)
Buyurdu ki: (Ey gençler, aman dikkat ediniz.
Tükenir bir gün elbet, sizin de gençliÄŸiniz.
Bizim gibi, takatten düÅŸmeden henüz daha,
GençliÄŸi fırsat bilip, kulluk edin Allah'a.
Çünkü gencin yaptığı ibadetin sevabı,
Öyle çok fazladır ki, olmaz haddi hesabı.
İhtiyarlık gelince, azalır güç ve kuvvet.
Fazla sevap alamaz, yapsa da çok ibadet.)
Buyurdu: (Ey insanlar, ÅŸudur ki ahmak insan,
Kendi Yaradanına durmadan eder isyan.
Yine de hiç görmeyip kendinin günahını,
Araştırır durmadan, başkasının aybını.
Kendi, her gün iÅŸler de türlü çeÅŸit kabahat,
Lakin hiç esef etmez, dolaşır gayet rahat.
Yine de kendisini, namzet görür Cennete.
Bilmez ki, bu hal onu sürükler felakete.)
Buyurdu: (Şu kimsedir ahlakı iyi olan:
Etrafında olanlar, zarar görmez hiç ondan.
Kendini kötü bilip, iyi bilir gayriyi.
Hep edepli bulunur, incitmez hiç kimseyi.
Çok sıkıntı gelse de, insanlardan nefsine,
Yüzünü ekÅŸitmeden, göÄŸüs gerer hepsine.
Kötülük yapana da, o yine ihsan eder.
Zira onun içinde, kemlikten yoktur eser.)
|