Bir gün, Kâbe’ye gelip namaza durdu Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”.
Namazdan sonra ellerini kaldırıp dua etti.
Kimlere?
Kendisini öldürmek isteyen azgın KureyÅŸ müÅŸriklerine.
Niye?
İman edip de Cehennemden kurtulsunlar diye.
Peki onlar ne yapıyordu buna karşı?
Eziyet, iÅŸkence ve zulüm!
Åžunu görüyor musunuz?
Yine bir gün Kâbe’de onlar için dua ediyordu ki, Ebu Cehil ve altı arkadaşı Onu görüp, yılışık tavırlarla geldiler.
Ve az ilerisinde oturdular.
Maksat, üzmekti o Serveri.
Derken Ebu Cehil, az ötede atılmış kanlı bir deve iÅŸkembesini gösterdi yandaÅŸlarına:
- Åžunu görüyor musunuz arkadaÅŸlar?
- Evet ne olmuÅŸ?
- Onu kim alır da, ÅŸu adam secdeye gittiÄŸinde götürüp omzuna koyar?
“Åžu adam” dediÄŸi, kendilerine dua eden “Sevgili Efendimiz”di “sallallahü aleyhi ve sellem”.
Ukbe kâfiri fırladı yerinden:
- Ben yaparım bu işi!
Ve gidip, aldı o kanlı işkembeyi.
Sürüyerek Efendimiz aleyhisselamın yanına kadar götürdü.
Ve ardında durup, beklemeye başladı.
Secdeye gidince, bırakıverdi mübarek omzuna.
Sonra da çok büyük bir iÅŸ baÅŸarmış muzaffer kumandan edasıyla dönerken, öbürleri kahkahadan kırılıyordu.
Bu sırada Abdullah bin Mesud oradan geçiyordu.
Bu manzarayı görünce çarpılmışa döndü birden.
- “Hayır, olamaz!” dedi kendi kendine.
“İnsan bu kadar süflileÅŸemez”.
Allah’a havale ettiler
Gidip o iÅŸkembeyi kaldırmaya yeltense, kesin öldürürlerdi.
Garipti çünkü.
Kavmi, kabilesi yoktu arkasında.
Üstelik zayıf bünyeliydi.
Derken hazret-i Fatıma “radıyallahü teâlâ anha” seÄŸirterek geldi.
Ve mübarek babasının üstündeki o ÅŸeyi fırlatıp attı.
Efendimiz aleyhisselam namazını tamamlayıp, bunu yapanları tek tek Allah’a havale ettiler:
- Ya Rabbi! Ebu Cehil bin Hişamı sana havale ediyorum!
- Ya Rabbi! Ukbe bin Rebiayı sana havale ediyorum!
Ve oradaki yedi kişiyi, isimleriyle tek tek sayıp ayrıldılar oradan.
Sonrası malum.
Bunların yedisi de Bedir’de feci ÅŸekilde öldürülüp, leÅŸleri atıldı kör bir kuyuya.
Efendimiz aleyhisselamın bu bedduasını iÅŸiten o melunlar gülmeyi bırakıp, derin bir sessizliÄŸe büründüler.
Yüzlerinin kanı çekildi.
Belli ki, akıbetlerini görür gibi olmuÅŸlardı ÅŸimdiden.
|