Balıkesir erenlerinden İnan Bey "rahmetullahi aleyh" var.
“Ayni Ali” diye tanınıyor halk arasında.
Balıkesir’in Kepsut kazası, Tekke-Işıklar köyündedir nurlu kabri.
Bir gün, dergahında sohbet ederken cemaattan biri;
- Hocam, insanlar arasında söz taşımak çok günahtır, deÄŸil mi? diye sordu bu zata.
Büyük Velî cevabında;
- Tabii günahtır, buyurdu. Ama unutmayın, bize, bir müminden söz getiren olursa, yapacağımız beÅŸ ÅŸey var.
Merak ettiler:
- Onlar nedir efendim?
- Önce o söze inanmayacağız, ikincisi, “Sus!” deyip konuÅŸturmayacağız o kimseyi. Böyle yapana “yüz ÅŸehit sevabı” verilir.
- Üçüncüsü ne efendim?
- Üçüncüsü, o söz taşıyan kimseyi sevmeyeceÄŸiz ve bu yaptığının fena bir ÅŸey olduÄŸunu söyleyeceÄŸiz kendisine.
Sordular:
- Dördüncüsü hocam?
- Dördüncüsü, o kimseye su-i zan etmeyeceÄŸiz. “Acaba doÄŸru mu?” diye tecessüs göstermeyeceÄŸiz.
- Ya beÅŸincisi efendim?
- BeÅŸincisi, biz de söz taşımayacağız.
Şu insanları anlamıyorum
Bir gün de, sevdiÄŸi bir talebesini ziyarete gitti mübarek zat.
Talebe, hocasını kapıda görünce sevinçten ne diyeceÄŸini bilemedi.
- Buyurun efendim. Åžeref verdiniz, dedi.
İçeri geçtiler.
Büyük veli, sohbet esnasında;
- Åžu insanları anlayamıyorum, buyurdu. İşlerini İslamiyet’e göre deÄŸil, insanlara göre ayarlıyor, kullara göre ÅŸekilleniyorlar.
Ve daha açıkladı:
- Halbuki Müslüman, insanları memnun etmeyi deÄŸil, Allahü teâlâyı memnun etmeyi düÅŸünür evvela. “İnsanlar ne der?” hesabı yapmaz. “Rabbim ne der?” diye içi titrer bilakis.
Sonra döndü o gence.
- Sana, iyiliklerden en güzel iki tanesini söyleyeyim mi evladım?
- Lütfedersiniz efendim.
- Birincisi, Allahü teâlâya dosdoÄŸru bir iman, ikincisi ise Onun kullarına iyilik etmektir.
Ve sordu yine:
- Kötülüklerden en kötü iki tanesini de söyleyeyim mi?
- Çok sevinirim efendim.
- Birisi Allahü teâlâya ÅŸirk koÅŸmaktır.
Delikanlı atıldı hemen:
- Öbürü de insanları incitmektir herhalde.
- İyi bildin. Allah’ın kullarına eziyet etmektir.
|