Hacı Sütçü Efendi "rahmetullahi aleyh", Manisa Velilerindendir.
Bir gün bir genç geldi bu zata.
Nasihat istedi.
Ona cevaben;
- Bir mümin hakkında hoÅŸ olmayan bir ÅŸey duyarsan, hemen o söze inanıp da o kimseye su-i zan etme, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- Ya doÄŸruysa efendim?
- Olsun, sen yine de birden yetmiÅŸe kadar hüsn-ü zan kapısı ara. Ve iyiye yor onu mutlaka. Dinimizde “Hüsnü zan” esastır.
Sözüne devamla;
- Her ihtiyacını yalnız Allahü teâlâya arz et. Allah’tan istemek, kul için izzet ve iftihardır, buyurdu Kullardan istemekse yüz karasıdır. Sen isteyici deÄŸil, bilakis verici ol. Zira dinimiz, vermek üzerine kurulmuÅŸtur. Veren aziz olur, alansa zelil.
Genç sordu:
- Ya verecek bir ÅŸeyimiz yoksa efendim?
- Bir güler yüz göster hiç olmazsa. Tebessüm et. İnsanlar seni görünce ferahlasınlar. İnsanları ferahlatmak, bir nevi sadakadır dinimizde.
Ömrünü boÅŸa geçirme!
Bir gün de, bir gence;
- Evladım, ömür, çok kıymetli bir sermayedir, buyurdu. Onu boÅŸa geçirme.
Genç pek umursamadı.
- Ama ben henüz pek gencim efendim, dedi.
Mübarek zat acıyarak baktı ona:
- Bu gençlik böyle devam etmez evladım. Vaktiyle ben de senin gibi gençtim. Ama bak, ÅŸimdi yaÅŸlandım. GeçmiÅŸte boÅŸa geçirdiÄŸim zamanlarıma üzülüyorum. O günleri arıyor, ama bulamıyorum.
Delikanlı sordu:
- O günleri bulsaydınız, ne yapardınız efendim?
- İslamiyet’i öÄŸrenir, baÅŸkalarına da öÄŸretirdim.
|