Carullah Veliyyüddin Efendi "rahmetullahi aleyh", büyük Velilerdendir.
1738 de İstanbul’da vefat etti.
Bir talebesi, bu zata sordu bir gün:
- Hocam, sizin yanınızda kalbim ferahlıyor. Ayrılınca tekrar bozuluyor. Hikmeti nedir acaba?
Cevaben;
- Eshab-ı kiram da böyleydi, buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Ebu Dücane hazretleri, bir gün hazret-i Ebu Bekir’e “radıyallahü teâlâ anhüma” gidip halinden şikayet etti:
- Ya Eba Bekir, ben Peygamber efendimiz aleyhisselamın sohbetinde iken ferahlıyorum. Sohbetten çıkınca kalbim tekrar dünyaya meylediyor. Neden acaba?
Hazret-i Ebu Bekir;
- Bende de öyle oluyor, buyurdu.
Hazret-i Ebu Dücane;
- Haydi öyleyse, gidip Efendimiz aleyhisselama soralım bunu.
- Haydi gidelim.
Ve gidip sordular.
Efendimiz aleyhisselam buyurdular ki:
- Benim ağzımdan çıkan her kelime, nurdur. Benim yanımda iken hepinizi nur kaplıyor. Ama dışarı çıkınca Ebu Cehilleri, Ebu Lehebleri görüyorsunuz. Onların zulmeti kaplıyor sizi.
- Ya Resulallah, sizden sonra biz ne yaparız? dediler.
Efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
- Namaz kılın, Kur’an-ı kerim okuyun, Allah deyin. “Allah dostları”nın sohbetinde bulunun!
En faziletli kelime
Bu zat, bir gün bazı gençlere:
- En faziletli kelime nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
Gençler sustular.
Buyurdu ki:
- Hak söze “Peki” demektir.
Ve şöyle izah etti bunu:
- Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü teâlâ anh”, Resulullah efendimiz aleyhisselamın davetine “Peki” dedi. İnsanların Peygamberlerden sonra birincisi oldu. Ebu Cehil “Hayır” dedi, bu ümmetin firavunu oldu.
|