Mısır’da yetiÅŸen Velilerden Ebül Abbas-ı Mürsi "rahmetullahi aleyh" hazretlerine bir gün biri geldi.
Elinde de bir sepet “Elma” vardı adamın.
Aklı sıra imtihan edecekti bu Allah dostunu.
Önceden elmalardan birine iÅŸaret koyup;
“Gerçekten Evliya ise, o iÅŸaretli elmayı bana versin” diye düÅŸündü.
Ve huzuruna girip;
- Efendim, bu elmalar kendi bahçemizindir. Lütfen kabul buyurun, dedi.
Mübarek aldı sepeti.
Eliyle karıştırıp, o “iÅŸaretli elma”yı buldu.
Ve ona verdi.
Diğer elmaları da dağıttı orada bulunanlara.
Adam mahcup olmuÅŸtu tabii.
Utandı yaptığına.
Büyük Veli;
- Kardeşlerim, bir kimse Resulullah efendimiz aleyhisselamın bildirdiği hak yolda ise, onda başka keramet aranmaz, buyurdu.
Sonra döndü o kimseye:
- Anladın mı kardeşim?
Adam zaten pişman olmuştu yaptığına.
Elini öpüp, talebesi olmakla ÅŸereflendi.
En önce ne lazım?
Bir gün, bazı gençler;
- Hocam, bir mümine en önce lazım olan ÅŸey nedir? diye sordular.
Onlara cevaben;
- En mühim ÅŸey, itikadını “Ehl-i sünnet alimleri”nin bildirdiÄŸi ÅŸekilde düzeltmektir, buyurdu.
Sordular:
- Bundan sonra efendim?
- Bundan sonra ibadete sıra gelir ki, en mühim ibadet, “beÅŸ vakit namaz”dır. Namaz, dinin direÄŸidir.
|