Tus, yani MeÅŸhed ÅŸehrinde yaÅŸayan Velilerden Ebu Bekir-i Nessac "rahmetullahi aleyh" hazretleri zamanında bir hoca vardı ki, kötü olarak tanıyordu bu Allah dostunu.
Bir gün kendi kendine;
“Gideyim” dedi. “Åžu kimseye bazı dini sualler sorup imtihan edeyim. Hem öyle zor ÅŸeyler sorayım ki, bilemeyip mahcup olsun talebesinin yanında”.
Bu düÅŸünce ile yattı.
Ama kalkamadı sabah namazına.
Neyse, deyip, çıktı evden.
Yolda bazı sualler hazırlayıp girdi dergaha.
O esnada büyük Veli, talebesi ile sohbet ediyordu.
O içeri girince, mevzuyu deÄŸiÅŸtirip;
- Kibirden çok sakının, buyurdu gençlere.
Bir talebe sordu:
- Kibir nedir efendim?
- “Kibir”, kendisini baÅŸkasından üstün görmektir, buyurdu. Mesela bazıları vardır ki, kendisini alim sanıp, imtihana yeltenir bir baÅŸkasını. Ona sualler sorup, mahcup olmasını bekler talebesi arasında.
Ve ekledi:
- Halbuki baÅŸkaları ile uÄŸraÅŸacağına, kendisiyle uÄŸraÅŸsa daha iyi olmaz mı? Böyleleri sabah namazına bile kalkamaz. Niyetleri bozuktur çünkü.
Bunları söyledi.
Ve tek tek cevap verdi hazırladığı suallere.
Hoca, bu kerameti görüp, anladı hatasını.
Mahcup oldu yaptığına.
Huzuruna varıp;
- Affedin hocam, dedi.
Elini öpüp, talebesi olmakla ÅŸereflendi o gün.
Allah kulunu severse
Bir gün de;
- Efendim, Allah’ın bir kulu sevdiÄŸi nasıl belli olur? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Kendini sevmemesiyle belli olur, buyurdu.
Ve açıkladı bunu:
- İnsanın ilmi arttıkça kendinden soÄŸuyup Allahü teâlâya olan sevgisi artar. Allah’a olan sevgisi arttıkça da kendinden soÄŸuması artar. Git gide tiksinir kendinden, nefret eder, iÄŸrenir.
Sordular:
- Bu hâl iyi midir efendim?
- Elbette. Bu hale kavuÅŸmak, Allahü teâlânın ihsanı ve o kulu sevdiÄŸinin alametidir.
|