Anadoluda yaÅŸayan Hak dostlarından Mehmet Dede’yi "rahmetullahi aleyh" çekemeyen bazı kimseler vardı ki, bunlar bir gün toplanıp geldiler bu zatın dergahına.
Maksatları imtihan etmekti bu Allah adamını.
Åžöyle ki;
Kendilerince zor olan bazı dini sualleri ona soracak, bilemeyince de güya mahcup edeceklerdi kendisini.
Ancak;
Kimin huzuruna girdiklerinin farkında değildi zavallılar.
Mehmet Dede, ilk bakışta anladı kötü maksatlarını.
Ve dua etti kalbinden:
“Ya Rabbi! Bunlar beni mahcup etmeye gelmiÅŸler. Sen onları mahcup eyle ve hidayet ver kendilerine”.
Dua kabul olmuÅŸtu.
Adamlar girip oturdular.
Ancak hepsi ÅŸaÅŸkınca ve bön bön birbirlerine bakıştılar bir süre.
Çünkü unutmuÅŸlardı ne soracaklarını.
Silinmişti hafızalarından o sualler.
Allahü teâlâ unutturmuÅŸtu onlara.
Tek bir kelime bile hatırlayamadılar.
Ve yetiÅŸti hidayet.
Anladılar hatalarını.
Mahcup ve pişman olmuşlardı yaptıklarına.
Büyük Veli onlardaki bu piÅŸmanlığı görünce;
“Ya Rabbi! bunları eski hallerine çevir!” diye dua etti içinden.
O anda sualleri hatırladılar.
Ama çok mahcup olmuÅŸlardı.
Elini öpüp, özür dilediler kendisinden.
Cehennem küfrün karşılığı
Bu zat bir günkü sohbetinde;
- Cehennemde sonsuz yanmak var kardeÅŸlerim, buyurdu. Ama sonsuz yanmak, inkârın karşılığıdır.
Sordular:
- Yani kâfirler mi sonsuz yanacaklar efendim?
- Evet. Küfrün karşılığı Cehennemde sonsuz yanmaktır.
Cemaatten biri sordu:
- Hocam yüz yaşında ölen bir kâfir, neden yüz sene yanmıyor da sonsuz yanıyor?
Cevap olarak;
- Ebedi yanmak, dünyadaki birkaç zamanın cezası deÄŸildir. Onlar dünyada sonsuz yaÅŸasalardı, sonsuz olarak inanmayacaklardı. Ebediyyen iman etmeyi düÅŸünmeyecekler, sonsuz küfürde kalacaklardı, bu yüzden cezaları da ebedidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Allahü teâlâ, sonsuz ilmiyle bunu bildiÄŸi için sonsuz azap yapılacak onlara.
|