Åžam Evliyasından İbni Kavvam hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün cemaatine;
- En büyük saadet nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
Cevabında;
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
- En büyük saadet, Muhammed aleyhisselama tâbi olmak, her iÅŸinde Ona uymaktır, buyurdu. Çünkü ahirette, Cehennemden kurtulmak ve Cennet nimetlerine kavuÅŸmak, Ona tâbi olmaya baÄŸlıdır.
Ve ilave etti:
- Ona tâbi olmak da, Onun yolunu bilmekle olur tabii. Onun yoluna İslamiyet denir. Yani İslamiyet’i öÄŸrenen ve öÄŸrendiklerini yapan kiÅŸi, dünya ve ahirette saadete ermiÅŸ demektir.
Evliyalık yolları
Bir gün de;
- KardeÅŸlerim, bütün evliyalık yollarını araÅŸtırdım. Bunların içinde “bir yol” var ki, onun kadar insanı Rabbine yaklaÅŸtıranını görmedim, buyurdu.
Sordular:
- O hangi yol efendim?
- Fakirlik, hastalık ve itibarsızlık, buyurdu.
- Bunlar mı kulu Rabbine yaklaştırır efendim?
- Evet. Allah ile kul arasındaki en büyük perde, insanın nefsidir. İşte bu üç ÅŸey, nefsi kırar. İnsana, “aciz bir kul” olduÄŸunun farkına vardırır.
Ve ilave etti:
- Çünkü Allahü teâlâ, göÄŸsü kabarık yani kibirli olanları sevmiyor. Boynu bükük, kalbi kırık kulları beÄŸeniyor.
En büyük nimet
Bir gün de;
- Allahü teâlâ bir kuluna “bir nimet” verdi mi, bu nimeti onun üzerinde görmeyi sever, buyurdu. İnsana verilen en büyük nimet nedir, biliyor musunuz?
Dinleyenler;
- İman nimeti mi efendim? dediler.
- Evet, buyurdu. İşte bu en büyük nimet olan “İman” nimetini izhar etmemizi, göstermemizi istiyor Rabbimiz.
Sordular:
- Bunun izharı nasıl olur ki efendim?
- Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü olmakla.
- Üzüntülü olsak da mı hocam?
- Elbette. Üzüntülü olsak da etrafımıza neÅŸeli görünmeliyiz. Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam; “Müminin kederi kalbinde, neÅŸesi yüzündedir” buyuruyor.
|