Kıbrıs Velilerinden İbrahim Sıdkı Efendi "rahmetullahi aleyh", bir gün sevdikleriyle sohbet ederken;
- Bir kimse sefere giderken yanına ne alır? diye sordu.
Oradakiler;
- Yolda ve gideceği yerde ne lazımsa, onu alır, dediler.
Sordu yine:
- Bir şehirden diğerine gidecekse, neler alır mesela?
- Yolda lazım olacak kadar azık, eÄŸer orada kalacaksa pijamasını da götürür efendim.
- Yatağını yorganını da sırtlayıp götürür mü?
Güldüler:
- Hayır efendim. Olur mu öyle ÅŸey.
- Yani lazım olmayan ÅŸeyleri götürmez deÄŸil mi?
- Gayet tabii efendim. Götürürse ahmaklık olur.
Buyurdu ki:
- İşte bizler de birer “ahiret yolcusu”yuz kardeÅŸlerim. O halde bu dünyadan, ahirette iÅŸimize yarayacak olan ÅŸeyleri götürelim.
Sordular:
- Onlar nedir ki efendim?
- Salih ameldir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Ahirette insanın iÅŸine yarayacak tek ÅŸey, “Allahü teâlânın beÄŸendiÄŸi ameller”dir ancak. Orada, yalnız bunlardan fayda olur insana.
Åžöyle bitirdi:
- Allah için yapılan “iyi amel”ler, ahiret yolcusunun götüreceÄŸi “en iyi azık”tır.
Başarının sırrı
Bir gün de sevdiÄŸi bazı gençler bu zata gelerek;
- Efendim, başarılı olmanın sırrı nedir? diye sordular.
Cevabında;
- BaÅŸarının sırrı, “yapmak” deÄŸil, “sormak”tır, buyurdu. Bilenlere sorarak yapan, her iÅŸte muvaffak olur.
- Hikmeti ne efendim? dediler.
- Çünkü sorarak yapan, doÄŸrusunu yapar. DoÄŸru yaptığı için de baÅŸarılı olur.
Ve şunu hatırlattı:
- Büyüklerden biri, bir talebesine; “OÄŸlum! Sorarak iÅŸ yap!” buyurmuÅŸ. “Soracak kimse bulamazsan, git bir aÄŸaca sor. Ama kendi bildiÄŸine göre yapma!”
|