Åžam Evliyasından Muhammed Kudam hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- Fıkıh ilmi çok kıymetlidir, buyurdu. Çünkü hadis-i ÅŸerifte bu ilim övülmüÅŸ ve “Allahü teâlâ, bir kimse için hayır murad ederse, onu dinde fakih yapar” buyurulmuÅŸtur.
Ve ekledi:
- Kelam alimlerinden sapıtanlar çok olmuÅŸ, ama fıkıh alimlerinden bozuk itikatlı kimse çıkmamıştır.
Niçin üzgünsün?
Bir gün de, sevdiÄŸi bir komÅŸusunu üzüntülü görünce sordu:
- Hayrola kardeÅŸim, üzgün görünüyorsun. Bir derdin mi var yoksa?
Adamcağız derin bir nefes aldı.
- Dünya sıkıntısı hocam. Eksik olmuyor ki.
Büyük Veli, sevgiyle baktı ona:
- Dünya için üzülmeye deÄŸer mi? Peygamber efendimiz aleyhisselam da üzgün ve düÅŸünceli görünürdü. Ama derdi baÅŸkaydı Onun. O, insanların dünyaları için deÄŸil, ahiretlerini düÅŸünerek üzülüyordu.
Ve misal verdi:
- KureyÅŸ müÅŸrikleri için; “Neden iman etmiyorlar? Niçin hakikatı görmüyorlar?” diye kendisini paralıyordu adeta. Bizim de üzüntümüz ancak böyle ÅŸeyler için olmalıdır.
Herkesle iyi geçinin!
Bir gün de sevdiklerine;
- KardeÅŸlerim, emr-i marufu elden bırakmayalım, buyurdu. Bugün yapılacak en mühim iÅŸ, bir kiÅŸiyi daha “sonsuz ateÅŸ”ten kurtarmaktır.
- Bunu nasıl yapabiliriz ki efendim? dediler.
- İnsanlara İslamiyet’i öÄŸretmekle, buyurdu. ÖÄŸretmek için iyi bilmek lazımdır. Öyleyse önce kendimiz güzel öÄŸrenecek, öÄŸrendiklerimizi yapacak, sonra da baÅŸkalarına öÄŸreteceÄŸiz.
Ve ilave etti:
- En iyi emr-i maruf ÅŸekli, “kitap vermek”tir. Birine doÄŸru yazılmış bir “ilmihal kitabı” veren, yüz ÅŸehit sevabı kazanır.
|