Musul Evliyasından Feth-i Musuli hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir iki ahbabıyla konuÅŸuyordu ki;
- Kardeşlerim, kimseye tepeden bakmayın, buyurdu. Yoksa tepetaklak olursunuz.
Ve ekledi:
- Åžeytan, Adem aleyhisselama tepeden bakıp; “Toprak” diye secde etmedi ve felakete gitti.
Kırılan bardak yapışmaz
Åžöyle devam etti:
- Kırılan bardak, bir daha yapışmaz. Yapışsa da hayır gelmez. En iyisi ne bardağı kırın, ne de yapıştırmakla uğraşın.
Ve ilave etti:
- Allah’ın kullarına merhametli olun. Kimseyi incitmeyin. İslamiyet budur.
Sonra şunu anlattı:
Bir köylü, İslamiyet’i iÅŸitip Medine’ye geldi bir gün.
Resulullah efendimiz aleyhisselamın huzuruna çıktı ve;
- İslamiyet nedir? diye sordu.
Efendimiz aleyhisselam;
- “İslamiyet, Allahü teâlânın emirlerini büyük bilmek ve Onun yarattıklarına acımaktır” buyurdular.
Parayla alınmaz
Aynı sohbette;
- İnsan, parasıyla istediÄŸini alabilir. Ama bir ÅŸey müstesna, buyurdu.
- O nedir efendim? dediler.
- İmandır, buyurdu. İnsan imanı parayla alamaz. Bu nimete üç ÅŸekilde kavuÅŸabilir. Birincisi, Cenâb-ı Hak dilediÄŸi kuluna bunu ihsan eder. İkincisi, dua etmekle kavuÅŸur. Åžöyle ki, bir kimse, ömründe bir defacık; “Ya Rabbi, bana doÄŸru imanı nasib eyle!” diye dua etse, o kimse ölmeden mutlaka imana kavuÅŸur.
Sordular:
- Ya üçüncüsü efendim?
- Üçüncüsü dua almakla olur. Yani öyle birine iyilik eder, öyle bir dua alır ki, cenâb-ı Hak, mükafat olarak ona İslamiyet’i nasip eder.
Åžöyle bitirdi:
- Kim olursa olsun, herkesin duasını alın. Ama bedduasını, asla.
|