BaÄŸdat Velilerinden Rüveym bin Ahmet hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- Müslümanlık, sadece namaz kılmak ve oruç tutmak deÄŸildir, buyurdu. Bunlar, her Müslümanın asli vazifesidir zaten.
Sordular:
- Asıl Müslümanlık nedir efendim?
- Asıl Müslümanlık, herkese karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmak, kimseye yük olmamak, herkesin yükünü çekmektir.
İnsanlar ne der?
Bir gün de sohbetinde;
- Bu dünya, ahmaklarla dolu, buyurdu.
- Niçin böyle söylersiniz? dediler.
- Çünkü iÅŸlerini, sadece insanlara göre ayarlıyorlar. Yani sırf insanları razı etmeye çalışıyor, “O bu ne der…?” hesabı yapıyorlar, buyurdu.
Ve ekledi:
- Önce Allah ile dost olsunlar. Onu memnun etmeye, Onun rızasını almaya çalışsınlar.
Åžöyle bitirdi:
- Ey insan! Sen yarın Allah’ın huzuruna çıkacak, Ona hesap vereceksin. Hakkında bir ferman çıkacak. Berat mı? AteÅŸ mi? Belli deÄŸil. Sen hâlâ yoldaki bakkalla, kasapla uÄŸraşıyorsun.
KöÅŸk ister misin?
Bir gün de sevdiÄŸi birine;
- Cennette büyük bir köÅŸke sahip olmak ister misin? diye sordu.
Adamcağız;
- Tabii ki isterim efendim, dedi.
- Öyleyse haklı olduÄŸun halde haksızlığı kabul et kardeÅŸim, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Yani her anlaÅŸmazlıkta, karşı tarafa, “Sen haklısın” de ve özür dile.
- Ben haklı olsam da mı efendim?
- Evet. Böyle yapana Cennette büyük bir köÅŸk verilecektir. Bunu Peygamber efendimiz aleyhisselam haber veriyor ve “Kefili de benim” buyuruyor.
- Bu, bir defaya mahsus mu efendim?
- Hayır, kaç defa “Sen haklısın” dersen, o kadar köÅŸk verilecektir.
|