Hindistan Evliyasından Muhibbullah Mankpuri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün sevdiklerine;
- Herkes bir yere gitmek için bir vasıtaya biner, öyle deÄŸil mi? diye sordu.
- Evet efendim, dediler.
- Cennete giden vasıta da, “hakiki İslam alimleri”dir, buyurdu. Bu büyük insanlardan birini tanıyan, seven ve nasihatlarına göre yaÅŸayan kimse, Cennete gider.
Åžöyle devam etti:
- Cenâb-ı Hak bir kuluna bu zatlardan birini tanıtır ve onu sevdirirse, ona her ÅŸeyi vermiÅŸ demektir. Eshab-ı kirama, Peygamber efendimiz aleyhisselamı tanıttığı gibi.
Ve izah etti:
- Onlar Peygamber efendimizi tanımadan evvel, evlatlarını diri diri kuma gömen, hak hukuk tanımayan vahÅŸi insanlardı. Önceden birbirine “can düÅŸmanı” olan o insanlar, sonra “can dostu” oldular. SavaÅŸlarda birbirleri için canlarını verdiler. Hem de seve seve.
Vakit, büyük nimet
Bir gün de sohbetinde;
- Vakit büyük nimettir, buyurdu. Paranızı kaybeder, sonra tekrar kazanabilirsiniz. Ama giden vakit geri gelmez.
Ve ekledi:
- Vakit, insanın en kıymetli sermayesidir. Bu en kıymetli sermayeyi, en kıymetli ÅŸeyi yaparak deÄŸerlendirin! Bunun için İslamiyet’i öÄŸrenmek ve ibadet yapmak lazımdır.
Sordular:
- En kıymetli ibadet nedir efendim?
- “BeÅŸ vakit namaz”dır buyurdu. Namaz varsa, her ÅŸey var demektir. BeÅŸ vakit okunan ezanları iÅŸitip de namaz kılmamak ne büyük cesarettir. Bu, mâzallah meydan okumak olur Allahü teâlâya, davetine gelmiyorum demek olur.
Şaşırdılar:
- Efendim, bu çok korkunç bir ÅŸey…
- Elbette korkunç bir ÅŸey, buyurdu, ÅŸuuru yerinde bir Müslüman bunu yapamaz.
|