Zile Evliyasından Mustafa Kuddusi Efendi “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- Elhamdülillah! Rabbimize ne kadar ÅŸükretsek azdır, buyurdu. Çünkü bize “İman” nimetini ihsan ettiÄŸi gibi, “ibadet” etmeyi de nasip etti.
Sordular:
- En kıymetli ibadet nedir efendim?
- Namazdır. Çünkü namaz, bize her gün Allahü teâlâyı hatırlatıyor. Bu da, “Zikir”dir iÅŸte.
Şaşırdılar.
- Zikir midir efendim?
- Evet. Namaz, Allahü teâlâyı zikretmeye sebep oluyor. Hem günde beÅŸ defa deÄŸil, çok daha fazla hatırlatıyor.
Ve izah etti:
- Åžöyle ki; “Namaza ne kadar var?” yahut, “Ezan okundu mu?” veya “Kalkıp abdest alayım” gibi konuÅŸmalar, hep zikirdir. Çünkü bu konuÅŸmalar, Allah’ın emri olan “Namaz”la ilgilidir. Dolayısıyla Allahü teâlâ hatırlanıyor, Allah zikredilmiÅŸ oluyor.
Åžöyle bitirdi:
- Allah’ı hatırlamak, kalbin ilacıdır.
Nefs işe yarıyor
Bir gün de;
- Nefs, Allah’ın düÅŸmanıdır, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Bu nefs ölmez, hiç yok olmaz. Hiç kimsenin nefsi yok olmaz.
Hikmetini sordular.
- Çünkü nefs iÅŸe yarıyor, buyurdu.
Merak ettiler:
- Nefs ne işe yarıyor efendim?
- Onunla cihat yapılıyor. Cihatla da insan, melekten daha yüksek oluyor. Onun için nefs ölmez.
- Peki zayıflamaz mı efendim?
- Zayıflar elbette. İbadet yaparak zayıflar. Nefsin en büyük düÅŸmanı ibadettir çünkü. En mühim ibadet de, “namaz”dır. Bu, öyle bir nimettir ki, her namazda nefs kahrolur, takattan düÅŸer, zayıflar ve insanı aldatamaz olur.
Åžöyle bitirdi:
- Nefsin ÅŸerrinden, namazla kurtulur insan.
|