Mısır Evliyasından Fahr-ül farisi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün bazı sevdiklerine;
- İnsanın en büyük düÅŸmanı kimdir, biliyor musunuz? diye sordu.
Cevabında;
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
- İnsanın kendisidir, buyurdu.
Şaşırdılar:
- Kendisi mi efendim?
- Evet. Kendi nefsidir yani. Bu, öyle bir düÅŸman ki, bütün diÄŸer düÅŸmanlar, onun yanında hiç kalır.
Ve ekledi:
- Nefsimiz, yalnız bize deÄŸil, Allah’a da düÅŸmandır. Allah öyle yarattı. Yani cenâb-ı Hak, kendisine düÅŸman olarak yarattı onu.
Hikmetini sordular.
- Onu biz bilemeyiz, buyurdu. Nefsimizin ÅŸerrinden, İslamiyet’e uyarak, yani farzları yapıp, günahlardan kaçarak kurtulabiliriz. Nefsin gıdası, günahlardır çünkü. Gıdası verilmezse zayıflar ve insanı aldatamaz olur.
En zor iÅŸ nedir?
Aynı sohbette;
- Bu dinde en zor iÅŸ nedir, biliyor musunuz? diye sordu onlara.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
- İstikamet sahibi olmaktır, buyurdu. İstikamet, “doÄŸru yol”u bulduktan sonra hep o yolda kalmaya sabretmek demektir. Büyüklerimizin, “İstikamet, kerametten üstündür” sözü meÅŸhurdur.
|