İran Evliyasından Muhyiddin-i Dusti hazretlerine “rahmetullahi aleyh” bir gün;
- Kalbler, nasıl kirlenir? diye sordular.
Cevabında;
- Günah iÅŸlemekle, buyurdu.
Sordular yine:
- Dert ve bela niçin gelir efendim?
- Günah iÅŸlemekle.
- Peki çaresi ne efendim?
- PiÅŸmanlık ve tövbedir.
- Tövbenin ÅŸartları var mı efendim?
- Elbette var, birisini söyliyeyim. Suçunu ve suçlu olduÄŸunu kabul etmek ÅŸarttır.
- Anlamadık efendim.
- Yani yaptığı iÅŸin yanlış olduÄŸunu, günah olduÄŸunu kabul etmesi lazım. Bu günah iÅŸi yaptığı için de kendisinin günahkâr olduÄŸunu kabul etmesi lazım. Bunları kabul etmeden, istediÄŸi kadar tevbe ettim desin, bir kıymeti olmaz.
Çoban gibiyiz
Bir gün de;
- KardeÅŸlerim, herbirimiz bir sürünün çobanı gibiyiz, buyurdu. Çoban, sürüsünden nasıl mesul ise, biz de çocuklarımızdan mesulüz. Onları “Cehennem ateÅŸi”nden korumalıyız.
- Nasıl koruruz efendim? dediler.
- İslamiyet’i öÄŸretmekle, buyurdu. Çocuklarına İslamiyet’i öÄŸretmeyen bir baba, “Veyl” ismindeki Cehennemde yanacaktır.
Kim ibadet yaparsa…
Bir gün de;
- Kim Allahü teâlâya ibadet ederse, Cennete gider, buyurdu. Ama bir ÅŸartla. İbadetini ihlasla yapmalıdır.
- Ya ihlassız olursa efendim? dediler.
- İhlasla ibadet etmeyen, Belam-ı Baura ve İbnüssakka gibi mâzallah mürted olarak ölür, buyurdu.
Tövbe hocam
Bu zat, bir talebesini bir yere gönderirken ayaküstü;
- Aman oÄŸlum! GittiÄŸin yerde sakın “Allahlık” ve “Peygamberlik” iddiasında bulunmayasın! Diye nasihatte bulundu.
Delikanlı ürperdi:
- Tövbe hocam! Hiç öyle ÅŸey olur mu?
- Olabilir evladım. EÄŸer “Her istediÄŸim olsun” dersen, “Allahlık” iddia etmiÅŸ olursun. Çünkü yalnız Allahü teâlânın her istediÄŸi olur.
Ve ekledi:
- EÄŸer “Bana tâbi olmayan felakete gider” dersen, bu da “Peygamberlik” iddiasıdır. Çünkü yalnız Peygambere tâbi olmayan felakete gider.
|