Evliyadan Nureddin Efendi “rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, din-i İslam’da aklın ermediÄŸi ÅŸeyler çoktur. Fakat akla uymayan hiçbir ÅŸey yoktur, buyurdu.
Sordular:
- Din bilgileri akılla bulunamaz mı efendim?
- Hayır, Allahü teâlânın beÄŸenip beÄŸenmediÄŸi ÅŸeyler ve Ona ibadet ÅŸekilleri akıl ile bilinebilseydi, binlerce Peygamberin gönderilmesine lüzum kalmazdı, öyle deÄŸil mi?
- Evet efendim.
- İnsanlar, dünya ve ahiret saadetini kendileri bulur ve Allahü teâlâ, Peygamberleri -hâÅŸâ- boÅŸ yere ve lüzumsuz göndermiÅŸ olurdu.
Ve özetledi:
- Öyleyse Peygamber gelmeden, akıl kendi başına doÄŸruyu bulamaz kardeÅŸlerim.
Tefsir okumak
Bir gün de sohbetinde;
- Kur’an-ı kerim, hiçbir dile, hatta arabcaya bile tercüme edilemez, buyurdu.
Ve ekledi:
- Kur’an-ı kerimin manasını anlamak için tercümesini okumamalıdır.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü bir âyetin manasını anlamak demek, Allahü teâlânın bu âyette ne demek istediÄŸini anlamak demektir. Ama bir âyetin tercümesini okuyan kimse, murad-ı ilahiyi öÄŸrenemez ki.
- Ya neyi öÄŸrenir efendim?
- Tercüme edenin, bilgi derecesine göre yaptığı mealini öÄŸrenir.
Ve ilave etti:
- Bir cahilin, bir dinsizin yaptığı tercümeyi okuyan da, ancak o cahilin veya dinsizin, anladım sanarak, kendi kafasından anlatmak istediÄŸini öÄŸrenir.
Tadil-i erkan
Bir gün de namazdan bahsederken;
- Namazlarınızı tadil-i erkan ile kılınız, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Ebu Hüreyre hazretleri "radıyallahü teâlâ anh"; “Altmış sene, bütün namazlarını kılıp da, hiçbir namazı kabul olmayan kimse, rüku ve secdelerini tamam yapmayan kimsedir” buyurdu.
|