| Kudüs’te medfun olan İbrahim bin Ali hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir gün sevdiklerine;- Kardeşlerim, örnek insan olmaya bakın, buyurdu.
 - Örnek insan kimdir efendim? dediler.
 
 - Eshab-ı kiramdır, İslam alimleridir, buyurdu. Onlar gibi olmaya çalışın. En kötü kimse, insanlara göre şekillenen kişidir.
 
 Ve izah etti:
 - Şöyle ki, bu gibiler, insanlara göre tavır alır, Allah’ın rızasını düşünmezler. Halbuki "Müslüman", her yerde Müslümandır. "Altın", her yerde altın olduğu gibi.
 
 Ve sordu onlara:
 - Altın, kâfirin elinde de altındır, Müslümanın elinde de, öyle değil mi?
 - Evet efendim, dediler.
 
 - İşte Müslüman da "hava" ve "su" gibidir. Onsuz yaşanmaz.
 
 Müslüman sevilir
 
 Şöyle devam etti:
 - Müslüman sevilir. Hatta aşık olunur ona. Çünkü onun maksadı dünya değil, "ahiret"tir. Ahirete döndürmüştür yüzünü. O, Müslüman olanlardan herkesi sever. Yalnız bir kimseyi sevmez.
 
 Merak ettiler:
 - Kimi sevmez hocam?
 
 - Kendisini. Kendini sevmediği içindir ki herkes onu çok sever.
 
 Şöyle bitirdi:
 - “Hakiki Müslüman”, hasreti çekilen, herkes tarafından sevilen insandır.
 
 Bilmek, yapmak içindir
 
 Bir gün de sohbetinde;
 - Cenâb-ı Hak bizleri boş laftan kurtarıp, hayırlı işler yapmayı nasip eylesin, buyurdu.
 
 Ve ekledi:
 - İlim, amel etmek içindir. Hak teâlâ, hepimizi amelsiz ilimden, işe yaramayan bilgilerden korusun.
 
 Şöyle devam etti:
 - Bu dünya ahiretin tarlasıdır kardeşlerim. Burada tohum ekmeliyiz. Tohumdan maksat, iyi iş ve ibadettir. Burada "hayırlı iş" yapılırsa, yarın mükafatına kavuşulur. Ancak bir şartla.
 
 - O hangi şart hocam?
 
 - Usulüne uygun yapmak. Yani ibadetleri emredildiği gibi yapmalıyız. Onun için de bilmemiz lazım. Bilmeden Müslümanlık olmaz.
 
 Şöyle bitirdi:
 - İslamiyet’i öğrenmek, kadın erkek her Müslümana farz-ı ayndır.
 
 |