Hazret-i Osman “radıyallahü anh“, bir akÅŸam vakti halife hazret-i Ömer’i “radıyallahü anh“ ziyaret için makamına gidip selam verdi.
Ancak o, gecikmeli olarak almıştı selamını.
Hazret-i Osman üzülüp sitemle sordu:
- Ya Ömer, selamımı neden geç aldın?
Halife izah etti:
- Ya Osman! Sen odaya girip selam verdiÄŸin anda ben bir devlet iÅŸiyle uÄŸraşıyordum. Önümde devlete ait kandil yanıyordu. Az bir iÅŸim kalmıştı. Acele bitirip onu söndürdüm. Ve ÅŸahsi kandilimi yakıp cevap verdim sana. Bu arada biraz gecikti tabii, özür dilerim.
Sonra mahcup bir eda ile baktı ona.
- Ne olur hakkını helal et!
Hazret-i Osman takdirle baktı arkadaşına.
- Helal olsun kardeÅŸim. Sen de helal et.
- Helal olsun.
Ve sevgiyle kucaklaşıp sohbet ettiler uzun müddet.
Åžikayete gelmiÅŸti ama...
Bir gün de, bir Müslüman hanımına kızıp geldi hazret-i Ömer’in kapısına.
Åžikayet edecekti onu Halifeye.
Lakin tam kapıyı çalacaktı ki, bazı sesler iÅŸitti içerden.
Gayri ihtiyari duydu söylenenleri.
Bir kadın sesiydi bu.
Evet, hazret-i Ömer’in hanımı hiddetle bağırıp çağırıyordu Halifeye.
Peki ya Halife?
Hiç cevap vermiyor, sükut ediyordu.
Adam o şaşkınlıkla ne yapacağını bilemedi.
O hazret-i Ömer ki, öfkelendiÄŸinde vücudunun kılları cübbesinden dışarı fırlar, gadabına, meÅŸhur kumandanlar bile dayanamazdı.
Ama ÅŸimdi kendisine bağırıp çağıran hanımına karşı sesini çıkarmıyordu.
Kafası karıştı adamın.
Åžikayetten vazgeçip geri döndü.
Ama hazret-i Ömer, görmüÅŸtü onu.
Seslendi arkasından:
- Ey Müslüman! Niçin gelmiÅŸtin?
Adam söylemek istemedi.
Ancak Halife ısrar edince mecbur kaldı söylemeye.
- Efendim hanımımdan şikayet edecektim size biraz.
Hazret-i Ömer gülümsedi.
- Bizimkinin bağırtısını duyunca vazgeçtin deÄŸil mi?
Sonra da buyurdu ki:
- Bak kardeÅŸim, hanımımın benim üzerimde çok hakkı vardır. Her türlü hizmetimi severek yapar, çocuklarıma bakar, evimi bekler. Ben de onun böyle kusurlarını affederim. Hem sonra Müslüman bir hanım “Cennet nimeti”dir. Ben onunla, Cennette de birlikte olacağım. Hiç üzer miyim onu?
Adam minnet duygusu içinde baktı Halifeye.
- Öyleyse ben de affettim hanımımı, dedi. Onu hiç üzmeyeceÄŸim artık.
|