BahÅŸi Halife "rahmetullahi aleyh", Anadolu’da yetiÅŸen Velilerdendir.
Amasya’ya baÄŸlı TaÅŸova’nın Uluköy kasabasında doÄŸdu.
1523 de Amasya’da vefat etti.
Bu zat anlatıyor:
Bir gün Eshab-ı kiramdan biri aÄŸlıyordu ki, Peygamber efendimiz aleyhisselam onu gördüler ve yanına gidip;
- Niçin aÄŸlıyorsun? diye sordular.
O sahabi, içini çekerek arzetti:
- Ya Resulallah! Sizi çok seviyorum. Bu dünyada huzurunuza rahatça geliyor, sohbetinizi zevkle dinliyorum. Ama ahirette bu öyle kolay olmayacak herhalde.
Efendimiz aleyhisselam;
- Neden? diye sordular.
Dedi ki:
- Ya Resulallah! Sizin Cennetteki makamınız çok yüksek olur, benimkiyse aÅŸağılarda. Orada size ulaÅŸamam. Sizi görmekten mahrum kalırım. Buna üzülüyorum. Bu ayrılık acısını ÅŸimdiden hissediyor, bunun için aÄŸlıyorum.
Buyurdular ki:
- Üzülme. KiÅŸi sevdiÄŸiyle beraberdir. Sen Cennette benim yanımda olacaksın!
Din kitabına hürmet
Bir gün de sohbetinde;
- İnsan genç iken "Åžehvet"inin, yaÅŸlandıkça "Åžöhret"inin esiri olur, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bir İslam aliminin kitabını alıp, hürmetle bir rafa koyana, Allahü teâlâ iman nasip eder.
Sordular:
- Hocam, imanın altı şartını kabul etmekle insan imanını koruyabilir mi?
- Bir ÅŸartla, buyurdu. Küfre sebep olacak bir söz söylememeli ve iÅŸ yapmamalıdır. Bir de tabii "Hubbu fillah" ve "BuÄŸdu fillah" var.
Sonra izah etti bunu:
- Yani Müslümanları Müslüman olduÄŸu için sevmek. Kâfirleri, inkârlarından dolayı sevmemek lazımdır.
- Bu olmazsa iman olmaz mı efendim?
- Olmaz. İmanın altı ÅŸartını kabul etse de, Hubbu fillah ve BuÄŸdu fillah yoksa, o iman geçerli deÄŸildir.
|