Ebu Abdullah MaÄŸribi "rahmetullahi aleyh", Evliyanın büyüklerindendir.
Tur-i Sina’da vefat etti.
Bir gün nasihat isteyen bir gence;
- Ölüm var evladım. Ölüme hazırlan! buyurdu.
Bu nasihat, garibine gitti delikanlının.
"Allah Allah!" dedi içinden, "Ölüme hazırlan diyor. Halbuki ben daha gencim. Niye böyle söylüyor ki? Hele bir yaÅŸlanayım. Ölüme o zaman hazırlanırım".
O böyle düÅŸünürken;
- Evet evladım, buyurdu. Henüz gençsin. Ama unutma ki, ecel genç ihtiyar tanımıyor.
Sonra sordu ona:
- Sen genç iken ölenleri hiç görmedin mi evladım?
- Gördüm hocam.
- Çocuk yaÅŸta ölenleri?
- Onları da gördüm efendim.
- Bebek iken ölenler de var deÄŸil mi?
- Evet efendim.
- Bak evlat, genç yaÅŸta ölenlerin sayısı, yaÅŸlı iken ölenlerden daha çoktur, buyurdu. Bebek iken ölenler de genç iken ölenlerden fazladır.
Delikanlı etkilendi bu sözlerden.
Beş vakit namaza başladı.
Ve kılıp bitirdi kazalarını.
Çok geçmeden vefat etti.
Evet, büyük zatın dediÄŸi gibi ecel, genç iken yakalamıştı o delikanlıyı da.
Akıllı insan
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ederken;
- “Akıllı insan”, kışın ihtiyacını yazdan hazırlar, öyle deÄŸil mi? diye sordu.
- Evet efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- “Ahiret azığı”nı dünyada iken hazırlayan da böyle akıllıdır iÅŸte. Kış gelip çatmadan odun kömür almak, nasıl akıllılık ise, ölüm gelmeden önce ölüme hazırlanmak da akıl icabıdır.
Çok sevmek için
Bir gün, yeni bir talebesi;
- Hocam, sizi çok sevmek istiyorum, ne yapayım? diye sordu bu zata.
Cevabında;
- Öyleyse buradaki arkadaÅŸlarını çok sev evladım, buyurdu.
Genç anlamadı bundaki inceliÄŸi.
- Hocam, ben sizi çok sevmek istiyorum, dedi.
Mübarek zat gülümseyip;
- Evladım, arkadaşını sevmeyen, hocasını sevemez, buyurdu.
|