Mısır’da yetiÅŸen Velilerden Emir Hayali Çelebi hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün bazı gençler gelip;
- Efendim, imanın altı ÅŸartından baÅŸka ayrıca iki ÅŸart daha varmış, öyle mi? diye sordular.
Cevaben;
- Evet öyledir, buyurdu.
- Ama “Amentü”de imanın ÅŸartı altı olarak bildiriliyor. Bunu bize izah eder misiniz.
Buyurdu ki:
- Bakın gençler, Amentü’de bildirilen imanın altı ÅŸartı, inanılacak ÅŸeylerdir. Fakat bu altı ÅŸartın geçerli olması, ayrıca iki ÅŸarta baÄŸlıdır. Bu iki ÅŸart yerine gelince, sıra altı ÅŸarta gelir.
- O iki ÅŸart nedir efendim?
- Birincisi, “Gayba iman etmek” yani görmeden inanmak. DiÄŸeri de, "Hubbu fillah" ve "buÄŸdu fillah"tır. Yani Müslümanları Müslüman olduÄŸu için sevmek, kâfirleri, küfürlerinden dolayı sevmemektir.
- Bu ÅŸartlar yoksa efendim?
- Bunlar olmazsa, iman geçerli olmaz. Yani Amentü’deki altı ÅŸeye inansa bile Müslüman olamaz. Hubbu fillah, buÄŸdu fillah, sadece "sevmek" ve "sevmemek"tir. Yoksa dövüÅŸmek ve münakaÅŸa etmek deÄŸildir.
İyiliÄŸe teÅŸekkür etmeli
Bir gün de bir delikanlı bu zata gelip;
- Efendim, bir ahbabın sıkıntısı vardı. Yardım edip onu o sıkıntıdan kurtardım. Hiç teÅŸekkür etmedi. TeÅŸekkür etmesi lazım deÄŸil miydi? diye sordu.
Cevabında,
- Elbette lazımdı, buyurdu.
Ve sordu gence:
- Fakat sen bu yardımı, "Allah için" yapmamış mıydın ona?
- Tabii ki Allah için yapmıştım efendim.
- Öyleyse niye üzülüyorsun? Sen amelinin sevabına kavuÅŸtun. O düÅŸünsün. İnsanlara teÅŸekkür etmeyen, Allahü teâlâya ÅŸükretmiÅŸ olamaz.
Mümin kime denir?
Bir gün de;
- Efendim, mümin kime denir? diye sordular bu zata.
Cevabında,
- Mümin, elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediÄŸi kimsedir, buyurdu.
Sordular yine:
- En büyük günah nedir efendim?
- Günahın, günah olduÄŸunu bilmemektir.
- Peki ondan büyük günah hocam?
- Günahı, ibadet olarak yapmaktır, buyurdu. "Bidat iÅŸlemek" böyledir iÅŸte.
|