Hacım Sultan "rahmetullahi aleyh", Anadolu’da yetiÅŸen Velilerden.
Kabri, Afyonun Sandıklı ilçesinde, "Susuz" denen yerdedir.
Bir gün, bu zata;
- Tasavvuf nedir? diye sordular.
Cevabında;
- Kimseye eziyet etmemektir, buyurdu.
- İyi insan nasıl olur efendim? dediler.
- İyi insan, önce edeplidir. GösteriÅŸi sevmez. Ahirete yaramayan iÅŸlerden kaçar. Hak teâlânın kendisini gördüÄŸünü düÅŸünerek, günah iÅŸleyemez.
Delirdin mi baba?
Bu zat, İstanbul’a geldi bir defa.
Üsküdar’a gidecekti.
Eminönü’ne geldiÄŸinde deniz çok dalgalıydı.
Kayıkçılar kayıkları kıyıya baÄŸlamış, sohbet ediyorlardı.
Ama onun mühimdi iÅŸi.
Mutlaka geçmeliydi Üsküdar’a.
YaklaÅŸtı bir kayıkçıya.
- Üsküdar’a gitmek istiyorum evlat!
Adam homurdandı.
- Delirdin mi baba? Görmüyor musun denizin halini?
Öbürüne rica etti:
- Üsküdar’a gidebilir miyiz oÄŸlum?
- Git işine baba. Eceline mi susadın?
Nihayet biri kabul etti.
- Olur baba. Hemen gidelim, dedi.
Ve açıldılar denize.
Gerçekten de insan boyunu aşıyordu dalgalar.
Deniz delirmiÅŸti sanki.
Bu kayıkçı nasıl kabul etti peki?
Çünkü tanıyordu bu zatı.
Nitekim bir ok atımı gitmeden dindi fırtına.
Deniz sakinleÅŸti.
ÇarÅŸaf gibi oldu su.
Kayık, gelin gibi süzülüp yanaÅŸtı Üsküdar’a.
Mübarek zat ayağını karaya basar basmaz tekrar koptu fırtına.
Unutma ki biz kuluz
Bir genç nasihat istedi bu Veliden.
Cevabında;
- Evlat, Allahü teâlâ biz insanları, -hâÅŸâ- lüzumsuz yaratmadı, buyurdu. Dünyaya geliÅŸimizin bir maksadı var.
Genç sordu:
- O nedir efendim?
- Allah’a iman edip, Ona kullukta bulunmak. Unutma ki biz kuluz. Her istediÄŸimizi yapmaya serbest deÄŸiliz.
Ve ekledi:
- Bizim bir Sahibimiz ve Onun bize emirleri var. Bu emirlere göre yaÅŸarsak kurtuluruz ahirette.
Bu sözler gencin gönlüne öyle iÅŸledi ki, ömür boyu ayrılmadı hak yoldan.
İşleyemedi bir günahı.
|