Evliyanın meÅŸhurlarından Saidüddin Fergani hazretlerine “rahmetullahi aleyh“, bir gün bazı gençler gelerek;
- Kabir ziyareti nasıl yapılır? diye sordular.
Buyurdu ki:
- Ziyarete giden kimse, kabir yanına gelince, önce selam verip mezarın kıble tarafında, ayak ucuna yakın durur. Tanıdığı gibi, o zatın ÅŸeklini, suretini hatırına getirir. Bir “Fatiha” ve onbir “İhlas” okuyup, sevabını Resulullah efendimizin, bütün Peygamberlerin, Eshab-ı kiramın, Evliyaların ve bu zatın ruhuna hediye eder.
Sordular:
- Sonra efendim?
- Sonra o zatın ruhunu gönlünde bulundurur. Gelen kimse almasını bilir, o zat da vermeye ehil, olgun bir Veli ise elbette bir ÅŸeylere kavuÅŸur. Ama bir ÅŸartla.
- O hangi ÅŸart hocam?
- O zatın kendisini tanıdığına, selamını iÅŸitip cevap verdiÄŸine, ruhunun, kâmil, olgun olduÄŸuna ve nerede hatırlarsa oradaymış gibi feyz vereceÄŸine ve Allahü teâlâ, feyzi, onun ruhu ile gönderdiÄŸine inanmaktır.
Üzüm isteyen ne yapar?
Ve sordu onlara:
- Üzüm isteyen, üzüm asmasına mı gider, erik aÄŸacına mı?
- Tabii ki üzüm asmasına gider efendim.
- Su isteyen, çeÅŸmeye mi gider, aÄŸaca veya sobaya mı?
- Elbette çeÅŸmeye gider.
- BuÄŸday isteyen, tarlasını sürer, eker, biçer, öyle deÄŸil mi?
- Evet hocam.
- Çocuk isteyen ne yapar?
- Evlenir.
- Hasta olan da doktora gider. Bakkala, avukata gitmez, deÄŸil mi?
- Evet efendim.
- İşte kalbin gıdasını, ruhun temizliÄŸini isteyen de, Evliyanın kalbine, ruhuna baÅŸvurur. Çünkü Allahü teâlâ, bu nimetlerini, Evliyanın kalbinden göndermektedir. Her ÅŸeyi yaratan, gönderen, yalnız Allahü teâlâdır.
|