Türkistan’ın büyük Velilerinden Sadüddin-i KaÅŸgari hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir sohbetinde buyurdu ki:
- KardeÅŸlerim, Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde mealen; (Nimetlerime ÅŸükrederseniz size azab yapmam) buyuruyor.
Sordular:
- Nimetlere ÅŸükretmek nasıl olur?
- Allahü teâlânın emirlerini yapmak, yasaklarından sakınmakla olur.
- Ahirette Cehennemden kurtulmanın çaresi nedir efendim?
- İman ve ibadetlerde “Ehl-i sünnet alimleri”ne uymaktır.
- MürÅŸit aramak niçindir hocam?
- İslamiyet’i öÄŸrenmek içindir. Yani onlardan görerek veya kitaplarını okuyarak İslamiyet’e uymakta kolaylık elde etmek içindir.
Sordular yine:
- Hocam, bazıları var ki; “İstediÄŸimizi yaparız. Sonunda mürÅŸidin eteÄŸine yapışıp azaptan kurtuluruz” diyorlar. Böyle ÅŸey var mı?
- Hayır. Böyle sanmak, tam bir hayale kapılmaktır.
- Åžefaat yok mu yani hocam?
- Var tabii.
- Öyleyse efendim?
- Var ama, kıyamette Allahü teâlâ izin vermezse, kimse kimseye ÅŸefaat edemeyecek. İzin alan da, razı olduklarına ÅŸefaat edecektir.
- Kimden razı olurlar ki efendim?
- İslamiyet’e uyanlardan.
- Onların da şefaate ihtiyacı olur mu ki efendim?
- Elbette. Böyle kimselerin insanlık icabı yaptığı kusurları, ÅŸefaatle affolur.
- Kusurlu olanlardan razı olurlar mı hocam?
- Allahü teâlâ bir kulunu affetmeyi murad ederse, o kimsenin günahı bulunsa bile, elbette razı olunmuÅŸlardan demektir.
|