İstanbul Evliyasından Seyyid Ahmet Mekki Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir gün bir sevdiÄŸine;
- Çocuklarını mutlaka namaza alıştır! buyurdu. BeÅŸ vakti muhakkak kılsınlar.
Ve ekledi:
- Namaz, büyük ibadettir çünkü. Tadil-i erkan ile, severek, özenerek, zevk alarak kılmalıdır.
Ve sordu ona:
- Çocukların namaz kılıyor mu?
- Kılıyorlar efendim.
- Çok iyi. Öyleyse üç beÅŸ paralık dünyalık ÅŸeyler için sakın azarlama onları. Namaz kılıyorlarsa, baÅŸ tacı yap.
Müslüman demek...
Bir genç, uzak yoldan ziyaretine gelmiÅŸti bu Allah dostunun.
Ancak yolda bir kaç vakit namazı kazaya kalmıştı.
Büyük Veli, genci içeri alıp, sohbet arasında sordu:
- Yolda namazlarını kılabildin mi evladım?
Delikanlı utandı, sıkıldı.
Söyleyemedi birkaç vaktin kazaya kaldığını.
Ancak bu, malumdu büyük Veliye.
Ona şefkatle bakıp;
- Müslüman demek, "Namazını kılan insan" demektir, buyurdu. Åžahsen ben bir vakit namazım kazaya kalacağına, bin defa ölmeyi tercih ederim.
Ve ekledi:
- Müslüman için, namaz kılmamaktansa ölmek daha hayırlıdır.
Genç almıştı alacağını.
Ciltlerle kitap okusa, bu kadar güzel anlayamazdı namazın önemini.
Çıktı huzurdan.
O günden sonra bir vakit namazını dahi bırakmadı kazaya.
En zevkli ÅŸey
Bir gün de sordular bu zata:
- Efendim, dünyada en zevkli ÅŸey nedir?
- İslamiyet’i öÄŸrenmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yani Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öÄŸrenmek ve bunları tatbik etmeye çalışmaktır.
- Nereden öÄŸreneceÄŸiz efendim? dediler.
- “Ehl-i sünnet alimleri”nin kitaplarından, buyurdu. Bu kitapları arayıp bulan, okuyan ve bundan zevk alan kimse, dünyanın en ÅŸanslı ve bahtiyar insanıdır.
- Neden efendim?
- Çünkü bu nimet, hele bu devirde, çok az kimseye nasip olan bir devlettir.
|