Tabiinin büyük alimlerinden Salim bin Abdullah hazretlerine “rahmetullahi aleyh“, bir gün bazı tanıdıkları;
- Efendim, bazen dualarımız hemen kabul olmuyor. Duaya devam edelim mi? diye sordular.

Cevabında;
- Evet, duaya devam etmeli, usanmamalıdır, buyurdu. Allahü teâlâ, dua edeni sever. Bazen kabul ettiÄŸi halde, istenileni vermeyi geciktirerek, duanın ve sevabının çok olmasını ister.

Ve ekledi:
- Duayı, hiç olmazsa, yedi kere tekrar etmelidir.

Sordular:
- Ä°htiyaç yokken de dua edilir mi efendim?

- Tabii. Rahat ve huzurlu zamanlarda çok dua edenin, dert ve bela zamanlarındaki duaları çabuk kabul olur.
- Peki sebebine yapışmadan dua edilir mi hocam?

- Hayır. Dua, bir temenni olmamalı, istediÄŸi ÅŸeye kavuÅŸturacak sebeplere yapışmalıdır. Mesela, Allah’ın rızasına kavuÅŸmak isteyen kimse, önce Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirmeli, sonra rızasını istemelidir.

Ve ilave etti:
- Çünkü ibadetler, rızanın, muhabbetin sebepleridir. Sebeplere yapışmadan yapılan dua kabul olmaz.

Åžöyle bitirdi:
- Hadis-i ÅŸerifte; (Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir) buyuruldu.

En büyük bayram

Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- En büyük bayram nedir, biliyor musunuz? diye sordu onlara.

- Bilmiyoruz efendim, dediler.

Buyurdu ki:
- Günah iÅŸlemediÄŸimiz gün, en büyük bayramımızdır.

- Başka hangi bayramlarımız var hocam?
- Ä°manla öldüÄŸümüz gün, bayramdır mesela.

- BaÅŸka hocam?
- Kabir suallerine doÄŸru cevap verdiÄŸimiz an.

- BaÅŸka efendim?
- Sevap kefemiz ağır geldiÄŸinde ve Sırattan selametle geçip de Cennete girdiÄŸimiz ve Allahü teâlâyı gördüÄŸümüz anlar da en büyük ve hakiki bayramlarımızdır.