| Şırnak civarında yetişen Velilerden Şeyh İbrahim Hakkı hazretleri “rahmetullahi aleyh“, bir gün fena arkadaşlara aldanan sevdiği bir genci görüp, şefkatli bir sesle;
 - Görüyorum ki, “Allah adamları” ile görüşmekten sıkılıyor, zenginlerle, dünyaya düşkün olanlarla bulunmak istiyorsun, buyurdu.
 
 Delikanlı mahcup bir eda ile önüne bakıyordu.
 Devam etti:
 
 - Aman oğlum! O kötü arkadaşlarla düşüp kalkmak, insanı sonsuz felakete götürür. Onların yağlı, tatlı yemekleri, zehir gibi gönlü öldürür ve ahlakı bozar.
 
 Ve ilave etti:
 - Aman evladım, aman! O kötü arkadaşlardan hemen ayrıl! İnsanın dinine, imanına saldıran tatlı dilli, güler yüzlü korkunç düşmanlara aldanmamak için, çok uyanık ol.
 
 Ve sordu ona:
 - Peygamber efendimiz aleyhisselam ne buyuruyor, biliyor musun?
 - Ne buyuruyor hocam?
 
 - (Mal ve mevki sahiplerine, malı için, makamı için alçalan kimsenin dininin üçte ikisi gider) buyuruyor.
 
 Şöyle bitirdi:
 - O kötü arkadaşları memnun etmek için ibadetinden vazgeçme! Sonsuz Cennet nimetlerini, birkaç günlük eğlence için elden kaçırma!
 
 Genç adam;
 - Baş üstüne hocam! dedi.
 Ve kısa zamanda bu büyük Velinin en sevdiği talebelerinin arasına girdi.
 
 Her iyiliği Allah yaratır
 
 Bir gün sordular bu zata:
 - Velileri vesile ederek dua edilir mi hocam?
 - Edilir, ama bir şartla.
 
 - O şart nedir?
 - Onları vesile ederek bir şeylere kavuşursak, bunları o Evliyadan bilmeyeceğiz.
 
 - Allah’tan bileceğiz, değil mi hocam?
 - Evet. Çünkü her iyiliği yaptıran, gönderen, yalnız Odur.
 
 - Ya Evliyalar hocam?
 - Onlar aciz birer kuldur ancak. Bir şey yaratamazlar. Lakin Allahü teâlâ onları çok sevdiği için, onların hatırına istenilen şeyi verir.
 
 |