Siirt Evliyasından Åžeyh Sabri Efendi ”rahmetullahi aleyh“, bir gün cemaatine;
- KardeÅŸlerim, olayların deÄŸiÅŸmesi, sizde deÄŸiÅŸiklik yapmamalıdır, buyurdu. Kimsenin ayıbına bakmamalı, kendi ayıplarınızı görmelisiniz. Kendini hiçbir Müslümandan üstün bilmemeli, her Müslümanı kendinizden üstün tutmalısınız.
Ve ekledi:
- Hatta her Müslümanı görünce, kendi saadetinizin, onun duasını almakta olabileceÄŸine inanmalı, kendinizde hakkı bulunanların kölesi gibi olmalısınız.
Åžöyle devam etti:
- Hadis-i ÅŸerifte; (Üç ÅŸeyi yapan Müslümanın imanı kâmildir: Ailesine hizmet etmek, fakirler arasında oturmak ve hizmetçisiyle birlikte yemek) buyuruldu.
- Bu üç ÅŸey, müminlerin alameti midir efendim? dediler.
- Evet. Böyle olduÄŸu Kur’an-ı kerimde bildirilmiÅŸtir. Ayrıca “Allah dostları”nın hallerini öÄŸrenmeli, onlar gibi olmaya çalışmalıdır. Kimseyi gıybet etmemeli, gıybet yapana mani olmalıdır.
Bir derdin mi var?
Bir gün de bir dostu geldi huzuruna. Halinden üzüntülü olduÄŸunu anlayıp sordu:
- Üzgünsün, bir derdin mi var?
- Evet hocam.
- Hayrola, nedir derdin?
- Hocam çok günah iÅŸledim. Ahirette halim ne olacak?
Elini dostça koydu adamın omzuna.
- Merak etme. Bu gemi sahile çıkarsa içindekilerin hepsi kurtulur. Sen bindiÄŸin gemiden düÅŸmemeye bak.
- Biz hangi gemideyiz ki hocam?
- Tabii ki İmam-ı a’zam hazretlerinin gemisindeyiz. Buna "Ehl-i sünnet gemisi” de denir. Bu gemi, yarın selametle sahile çıkınca, içinde kim varsa çıkaracaktır.
Ve ekledi:
- Bizim gibi günahkârları da.
|