Evliyanın büyüklerinden Seyyid Emir Külal “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, yetmiÅŸüç fırka içinde, Cehennemden kurtulan, yalnız (Ehl-i sünnet vel-cemaat) fırkasıdır, buyurdu. Her Müslüman, Ehl-i sünnet itikadını öÄŸrenmeli, imanını buna göre düzeltmelidir.
Åžöyle devam etti:
- Cehennemden kurtulmak isteyen kimsenin ilk yapacağı iÅŸ, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı kitapları bulup okuyarak imanını, itikadını buna göre düzeltmek olmalıdır.
Sordular:
- Düzeltmezse efendim?
- Ehl-i sünnete uymayan fena, bozuk itikatlar, imanlar, kalbi gönlü öldüren bir zehirdir. İnsanı sonsuz ölüme, ebedi azaba götürür.
- Ya ameldeki bozukluklar efendim?
- İbadetlerde tembellik, gevşeklik olursa, affolunabilir. Ama itikatta gevşek davranmak affolunmaz.
Åžöyle bitirdi:
- Âyet-i kerimede mealen; (Åžirki, yani küfrü, asla affetmeyeceÄŸim. DiÄŸer bütün günahları, istediÄŸim kimselerden affederim!) buyuruldu.
Dünya, kâfirlerin Cennetidir
Bir gün de bazı sevdikleri arzettiler:
- Efendim, geçen günkü sohbette; (Dünya ile ahiret birbirinin tersidir. Burada sıkıntı çekenler, ahirette nimetlere kavuÅŸacak) demiÅŸtiniz.
- Evet, öyledir.
- Peki fakir olan bir kâfir, dünyada da, ahirette de sıkıntı çekiyor. Bunun dünyada çektiÄŸi sıkıntılar ahirette lezzete kavuÅŸmasına sebep olmayacak mı efendim?
- Hayır, olmayacak.
- Neden efendim?
- Çünkü kâfir, Allahü teâlânın düÅŸmanıdır. Onun için sonsuz azab görmesi lazımdır. Dünyada, ona azab yapmamak, kendi haline bırakmak, ona iyilik ve nimet demektir.
Ve ekledi:
- Bunun için hadis-i ÅŸerifte; (Dünya, kâfirlerin Cennetidir) buyuruldu.
Åžöyle devam etti:
- Kâfirlerden bir kısmına, dünyada azab yapmamakla iyilik ettikleri gibi, ayrıca nimetler de verirler. Bir kısmına ise, yalnız azab yapmamakla iyilik edip, ayrıca nimet vermezler.
|