Evliya-yı kiramın en büyüklerinden Mevlana Halid-i BaÄŸdadi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Bu dinde vera sahibi olmak ve takva üzere bulunmak, her ÅŸeyden daha lüzumludur, buyurdu. İslamiyet’te en kıymetli ÅŸey takvadır. Dinin temeli takvadır.
Sordular:
- Vera ve takva nedir efendim?
- Vera ve takva, haramlardan kaçınmak demektir. Haramlardan tamamen kaçınabilmek için, mubahların fazlasından kaçınmalı, lazım olduÄŸu kadar, kullanmalıdır.
Ve bunu izah etti:
- Bir insan, mubah, yani İslamiyet’in izin verdiÄŸi ÅŸeylerden, her istediÄŸini yapar, taÅŸkınca mubah iÅŸlerse, ÅŸüpheli ÅŸeyleri yapmaya baÅŸlar. Åžüpheliler ise, haram olanlara yakındır. Uçurum yanında dolaÅŸan, bir gün uçuruma düÅŸebilir.
- Ne yapmalıyız efendim?
- Mubahları lazım olduÄŸu kadar kullanmalı, zaruret miktarını aÅŸmamalıdır. Bu kadarını kullanırken de kulluk vazifelerini yapabilmek için kullanmaya niyet etmelidir. Böyle niyet etmeden, az kullanmak da günah olur. Azı da çoÄŸu gibi zararlı olur.
En büyük günah
Bir gün de;
- En büyük günah nedir efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Kalb kırmaktır, buyurdu.
- Hiç kimsenin mi kalbini kırmayacağız efendim?
- Evet, hiç kimsenin.
- Kâfirlerin de mi efendim?
- Elbette. Kâfirin de kalbini kırmak haramdır dinimizde.
Yemek yeme adabı
Bir gün de;
- Yemek adabından bahseder misiniz efendim? diye ricada bulundular.
- Bir kimse yemek yerken Allahü teâlâyı ne kadar hatırlarsa, namazda da o kadar hatırlar, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Onun için yemeyi, Allahü teâlânın huzurundaymış gibi yemeliyiz.
Edeb ve tevazu ile.
|